Bağımlı

4.8K 208 7
                                    

Elimi Barış'ın alnina götürdüm. Soğuktu ama yaniyordu. Karışıkti. Napicam ya ben? "Barış. " dedim. Titremesi daha da arttı. Allahım ! Ayağa kaldırdım ve kollarını omzuma attım. Hayvan gücüne sahipti ! Pılımı pırtımı alıp okuldan dışarı çıktık. Zar zor taşıyordum. Araba anahtarı cebindeydi. Cebinden anahtarı çıkartıp kapıyı açtım ve ön koltuğa oturttum Barış'ı. Yükünü üzerimden atınca rahatlamistim. Şimdi ne yapıcaktim? Araba kullanmayı az çok biliyordum ama ehliyetim yoktu. Kimseden de yardım isteyemezdim. Şuan olmazdı yani. Yapıcak hiç birşey olmadigindan arabayi ben kullanicaktim !!! Neyseki otomatik vitesti. Off adlarını bilmediğim için size nasıl anlatacağımi bilmiyorum :D neyse. Arabadaki hızı ayarlayan koldan tutup üçe taktım. Bu yeter miydi? Yoksa fazla miydi? Tanrım ! Sen bana yardım et ! Yavaş yavaş gaza bastım. Ana yola çıkınca gazı kökledim. Nasıl yavaş kullanicaktim ben ya?! Hastane yolunu telefonumdaki navigasyondan buldum. Kırmızı ışıkta duruyor, tekrar gazı köklüyordum. Zordu baya. Üstelik nasıl yavaşça duracağımı bilmiyordum. Neyse. Yapıcak birsey yok. Biraz sonra sağ salim (!) hastaneye geldik. Arabadan inip güvenliğe koştum. "Yardım edin ! Arabada hastam var !" diyerek arabaya tekrar koştum. Ardımdan doktorlar ve hemşireler bir sedyeyle geri döndüler. Barış'ı sedyeye yatırdıktan sonra içeriye girdiler. Peki ben ne yapacaktim? Nasıl park edecektim? "Iimm şey... Bakabilir misiniz?" diyerek bağırdım güvenliğe doğru. Güvenlik, sesimi duyunca yanıma yanıma geldi. "Bir sorun mu var hanımefendi? " sesi oldukça ciddiydi. Ama gerizekalıydi. Olmasa neden çağrıyım mk?! "Arabayı park edebilir misiniz? " dedim tatlı görünmeye çalışarak. Anahtarı aldı ve arabaya bindi. Bir kaç dakika sonra elinde anahtarla geri döndü. "Park etti efendim. " dedi anahtari geri vererek. Teşekkür edip binaya girdim. Acaba kaçıncı katta neredeydi? Girişte, sol tarafta bulunan danışmana sorabilirdim. Danışmana gidip sorunca 1-2 dakika sonra yerini söyledi. 2.kata çıkınca odayı bulmam zor olmadı. Birazcık yani. Herneyse. Kapının önüne gelince boş yerlerden birine oturdum. Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama baya olmuştu. Doktor odadan çıkınca ayağa kalktım. "Ne oldu? Nesi var?" dedim. "Suanlik durumu iyi, sakinleştirici verdik. Krize girmiş. Siz nesi oluyorsunuz? " dedi. "K-kiz arkadaşı." dedim. Algılamaya çalışıyordum. Kriz mi? "Ne krizi? " dedim. Adam "Siz bilmiyor musunuz? " dedi. Ne demeye çalışıyordu bu adam? "Artık söyleyecek misiniz? "dedim sabırsızlanarak. "Arkadaşın bağımlı. "  doktorun söylemesiyle şoka girdim. Bir kaç dakika sonra kendime geldim. Ba-bagimli mi?! "Bağımlı? N-ne bağımlısı? " dedim. Şaşkınlığım hala sürüyordu. "Ne bağımlısı olabilir? " dedi. "Sigara, alkol falan. " dedim. O lanet şeyi söylemek istemiyordum. Lütfen şu ikisinden biri de Allahım lütfeen. "Uyuşturucu, eroin, hap." dedi. Kafa mi lan bu? "I-iceri girebilir miyim? " dedim. "Elbette. " dedi. Odaya girince içim bi kötü oldu. Barış üstünü giyiniyordu. Kapıyı kapatıp ona döndüm. "Sana inanmıyorum !"dedim. Sinirlenmistim ve bundan kolay kolay kurtulamayacakti. "Bunu bana ne zaman söylemeyi planlıyordun? " nefes alıp devam ettim. "Bunu bana ilk başta söylemeliydin! " dedim. Ellerimi kafamin arasına aldım ve son cümleyi söyleyip çıktım. "Artık unut bizi. Yoluma sakın çıkma." dedim. Kapıyı çarpıp gittim. Arkamdan Barış koşturuyordu. Bana yetişip kolumu tuttu. "Bi dinler misin? " dedi. "Ne var?" dedim. Merak ediyordum açıkçası. "Haklısın. Ne desen haklısın. Cidden. Ama bi dinle. " "Anlat?!" dedim. Sinir Küpüne dönmüştüm. "Bu benim seçimimdi. Yaptığım yanlış ama küçükken bir kere denemistim. Annemle babam sürekli kavga ediyorlardı. Babam annemi bıçakladı. Beni bile yanına almadan yurt dışına kaçtı. Bir yıl sonra, arkadaşlarım sayesinde denemelik içtim. Ictigimde kafam rahatliyordu. Dünyayı unutuyordum. Kendimi ne zaman kötü hissetsem çözümü bunda buluyordum. Lanet bişeydi ama bana iyi geliyordu. Sonra bağımlısı oldum. Sürekli kullanıyordum. Uzun süre kullanmayinca kriz geçiriyordum. Bugün ki gibi. Berfin lütfen. Sende babam gibi terk etme beni. Hayattaki tek varlığımsin. " içim burkulmustu. Acimistim. Onu bu durumda birakamazdim. Yüzüne bakıp düşündüm.  Boynuna öldürecek gibi sarılinca oh çekip o da sarıldı. Onu asla bırakmayaktim. Bu saatten sonra asla.

Barış'ın Ağzından

Bana sarildiginda kendimi güvende hissetmeye başlamıştım. Teni, tenime deyince dünyayı unutuyordum. O ten benden başkasına degmicekti. Ben... ben aşık olmuştum. Berfin yanıma olmuştu ve buna rağmen beni birakmamisti. Diğer kızlar gibi... Onu asla bırakmayaktim. Bu saatten sonra asla.

Popüler DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin