"Bi sakinlesip anlatır misin?!" dedi ve başımı göğsüne yaslandirdi.
"Arda..." dedim elimin tersiyle göz yaşlarımı silerken. "Evet bebeğim? " korkuyor muydu? "Ben kendimi sürtük gibi hissediyorum." dedim tekrar ağlamaya başlamıştım. Ah hadi ama ! Göz yaşlarım bana ihanet etmeyi kes ! "Nedenmis o?" dedi kaşlarini çatarak. "Ben seninle çıkarken Barış' la çıkıyorum." göz yaşlarımı durduramiyordum. Ciddi bir meseleydi benim için. Kim kendisini orospu hissedebilir ki?! "Pekala. Bak bu sorunu çözücez tamam mı?" gözlerine baktım. Başımı 'evet' anlamında salladım. "Peki gerçekten kimi seviyorsun? " "Olmak istediğim yerdeyim. Olmak istediğim kişiyle birlikte. Sence? " başıma öpücük kondurup devam etti "Tamam ara onu. Söyle." şaka mi? "Arda saçmalama. Bu ciddi bir konu. Telefonda söylenecek bir şey degil." Kim telefonda sevdiği kızın/erkeğin ayrıldığını duymak ister ki? "Yüz yüze gelince daha zor olucak ama senin için? " beni mi düşünüyor? "Olmaz." dedim. "Peki. Sorun çözüldü?" dedi bana bakarak. Zoraki gülümseyip başımı salladım. "Seni seviyorum Mrs.Şirine." dedi. OMG ! Mrs.Şirine?!! "Bende seni ms.guclu şirin." dedim dudaklarimi dudaklarına kapayarak. Bir süre sonra ayrılınca "Artık içeri girelim mi?" dedi gülümseyerek. Bir insan bu kadar tatlı olabilir miydi? "Tamam." dedim. Ayağa kalkarken yardım amaçlı (yardım amaçlı nedir mk sjsjsjsj) elimden tutup kaldırdı. Popomu elimle silerken ayaklarım yerden kesildi. Kucak !! "Sen nasıl taşıyorsun ya?" dedim gülerek. 'Kas yığını' denebilecek kadar kaslı değildi (Allahtan) ama yinede fazla kası vardı ve onu çok muhteşem kılıyordu. "Çok da ağır değilsin bebeğim." gülerek. Gülünce gözleri parildiyordu. Bunu çok seviyorum. Iceri girdiğimizde hala beni birakmamisti. Haklı çünkü ayaklarım topraktan dolayi kahverengi, cimden dolayi yeşil ve toprak vardı. "Şimdi banyoya gidelim." dedi 'i' ve 'm' harflerini uzatarak. Çok şeker ya. Anlatilmayacak kadar harika. "Harikasın." diye fisildayarak gözlerine baktim. "Senin yanında harika olmak? bütün harikaligimi alıyorsun bebeğim." dedi ukala bir tavırla. Ben gülünce o da güldü. Ve bir süre sonra gülüşmelerimiz kahkahaya döndü. Yani onun için kahkaha, ben aniriyordum adeta. Daha fazla rezil olmamak için nedense Arda'nın omzunu dişledim. "Aoov! " dedi. Yerim leen *bende tavan zuahahah* iç ses sus allah belanı vermesin. Banyoya girdiğimizde beni yere bıraktı. Jakuziye (jakuzimiz vaar xd) suyu doldurdu. Bi kaç saniye sonra beni yine kucağına aldı ve salona gittik. Bacaklarım, kollarından aşağıya sarktigi için salliyordum. Bu çok hoşuma giderdi. Babam beni kucağına alınca ne çok yapardım bunu... Ağlamayacaktim. Kesinlikle. "Neden geldik salona?" dedim. "Bişey alicaktim da unuttum. Neyse. Su dolmuştur. Ikimiz birlikte girsek olur mu? Söz veriyorum istemediğin birsey yapmayacağım. Iç çamaşırlarınla girersin." dedi. Bunda bir kötülük yoktu. Kabul etmemem için de bir neden göremiyordum. 'Peki' anlamında başımı sallyinca banyoya çıktık. Su dolmuştu. Beni yere bıraktı ve elleri eşofmaniMA (nasılda sahiplendim sjsjs) uzaninca geri adım attım. "Arda napiyorsun sen?!" dedim. "Seni soyuyorum sevgilim." dedi. Sevgilim. Sevgilim. Sevgilim. Sevgilim? Sev-gi-lim?!! *Vayy hecelemeyi de öğrenmisiz xd* "Ne ara sevgili olduk? Daha bana çıkma teklifi etmedin." Arda bana bön bön baktı. 'Ne var?' bakışı atınca üzerime üzerime gelmeye başladı. O bana yaklaştıkça ben ondan uzaklaşıyordum. En sonunda kuvetin içine düştüm. Siktir ! Arda da üzerime düşmüştü. Kafamı sudan çıkartıp beton duvara yasladim. Doğrulunca Arda ellerini kafamin sağ ve sol tarafina yasladi. Korkuyor muydum? Neden korkiyim ki? Peki neydi bu his? "Benimle çıkar mısın?" dedi. Gözleri dudaklarima mi kaymisti ki? Bir hamle yapıp altından kalktım ve aniden üzerine çıktım. Bu sefer bende onun dudaklarına bakıyordum. Dudaklarina yapisip suyun altına soktum ikimizi. Suyun altında, Arda'nın üzerindeydim. Nefessiz kalınca sudan kafalarımizi çıkarttık. "Sence cevabım? " dedim sırıtarak. "Seyy ben anlamadım sanırım." dedi pic smile yaparak. Ahh gerizekalı SEVGİLİM benim ! "Bence gayet anladın. " dedim gözlerimi kisarak. Kenarda duran raftan yumuşak lif alıp üzerine jel döktüm. Ayaklarıma uzanirken Arda elimden lifi alıp ayaklarimi gıdıklarcasına, lifi bir aşağı bit yukarı götürdü. Ben ise gülmekten karnim ağrıyordu. Şuan da en korktuğum şey ise sudan gulu gulu diye bir baloncuk çıkmasıdır. Bilmem anlatabildim mi? Icimden Arda yetheerr diye haykırırken dışımdan sadece "A-arda" diyebildim. Lifi bırakıp o da gülmeye başladı. Ayağa yavaşça kalkıp bir bacağımi halıya bastım. Arda da belimden tuttu ve el yordamiyla diğer bacağımi da çıkardım. Eğilip bacağımi havluyla kurulayinca Arda da küvetten çıktı. Ben ıslak kıyafetlerimle Arda'nın odasına tıpış tıpış gittim ve gardrobunu açtım. Kahretsin ki iç çamaşırlarimda ıslanmiştı. Arda'nın kıyafetlerini üzerimden çıkarıp banyoya yöneldim. Arda ortalıkta görünmüyordu. Kurutma makinesini çıkarıp üstümdeki iç çamaşırlarimi kuruladim. Yarım saat sonra tamamen kurulaninca havluyla bir kez daha kurulandiktan sonra odaya tekrar döndüm ve Arda'nın sade gri tişörtünü ve siyah, dar eşofmanını üzerime geçirdim. Koridora çıkıp "Arda?" diye seslendim. Ne ses vardı ne soluk. Aşağıya inip salona baktım, yoktu. Çatı katına baktım yoktu. Odaya dönüp arka bahçeye baktım sonuç: yok. Allah'ım nerde bu çocuk? Kafayı yiyeceğim yav. "Arda?!" diye tekrarladım. Aşağıya inip üzerime mont ve UGG'larimi geçirdim. Tabii anahtari almayi da unutmadım. Hava düne göre 2 kat daha soğuktu. O yüzden kicim Antartika gibi denilebilirdi. Araba yerli yerindeydi. Etrafı biraz dolaştım fakat Arda hala ortalıkta yoktu. Deli olucam ! Nerede bu çocuk !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Popüler Değişim
Roman pour AdolescentsHarika bi kolejde burs kazanmamla Istanbul'a gitmem bir oldu. Hayatım tamamiyle değişmisti. Ve ben başka bi hayatta başka bi kızdım. (Hikaye adını "Tercih"den "Popüler Değişim" olarak değiştirilmiştir.)