Dışarıda, pencerenin altında, koşan birilerinin ayak sesleri, fazla yüksek çıkmamasına özen gösterilen telaşlı konuşmalar duyuldu. Büyücü apar topar yattığı betondan kaldırılıp odasına taşındı.
Gece başını pencereden uzatıp bunları olanca sakinliğiyle izledi. Sonrasında Miray'a döndü ve ne yükselip ne alçalan o pamuk sesiyle sordu.
"Babalı kızlı sevgililerimle ne alıp veremediğiniz var?"
"Sevgilin mi?!"
Şaşkınlıkla dile getirilmiş sözcük ağızdan öyle çıkmış olsa da kulağa vardığında ise geldiği mana şuydu: 'Hangi ara işi pişirdiniz siz?!'
Gece kara kirpiklerinin arasında mavi mavi ışıldayan durgun bakışlarıyla Miray'ı şöyle bir süzdü ve bu, genç kızın daha fazla ürpermesine, daha fazla iç daralmasına ve sahip olduğu tüm sağduyusunun 'arkana bakmadan topuklarını kıçına vura vura tüy' demesine neden oldu.
Yumuşacık sesiyle Miray'ın hükmünü kesti Gece.
"Onu camdan atma cüretini gösterdiğine göre yerine geçme sorumluluğunu da alacaksın demektir."
"Ne?" Miray şaşkınlıkla açılmış gözlerini kıstı. "Yerini almak derken?"
"Geceyi benimle geçireceksin."
"Ihm..." Miray Gece'nin yarı çıplak bedenin arkasında kalan büyük yatağa kederli bakışlar fırlattı. "Tut ki meraktan soruyorum; film izleyip mısır yemeyeceğiz değil mi?"
Hınzır bir parıltı durgun mavilerde göz yanılması sanılacak kadar hızla yanıp söndü. Ama Miray'ın gözünden kaçmamıştı. 'Seni büyücü iblisi!' diye saydırdı içinden. İnsanı köşeye sıkıştırmaktan nasıl da ince ince zevk alıyordu.
"Daha hareketli bir şeyler yapmayı planlıyorum," dedi. "Daha sonra, tabii hala gücün kalmışsa, istersen izleyebilirsin."
Miray abartılı bir ifadesizlikle Gece'nin durgun ses tonunu taklit ederek, "Var olun Efendim!" dedi. "Yüce gönüllülüğünüze hayran oldum! Sanırım hareketli şeyler derken de dövüşmeyi ya da spor yapmayı kastetmiyordunuz."
"Buna spor yapmak da denilebilir, evet. Ve bir tür dövüşmek de olabilir. Sanırım neyden hoşlandığına bağlı."
"Hoşlandığım?! Benim! O yüce gönlünüzle beni mi düşündünüz?! İblisler ağlasın! Nutkum tutuldu. Öyle ki böylesi bir lütfa mazhar olmaktan şimdi ağlayacağım!"
Gece sol kaşını hafifçe kaldırdı. "Sözlerinden anladığım kadarıyla 'tariz' diye bilinen iğneleme sanatını kullanarak benimle dalga geçiyorsun."
Miray meydan okurcasına çenesini kaldırdı. Gözleri ateş olmuş yanıyordu. "Ne haddimize efendim! Biz kim, Gece Hazretleri bizimle dalga geçerken ona sanatsal sanatsal laf sokmak kim?!"
Üstüne konan sivrisinekten ne kadar etkilenirse bir taş, Gece de Miray'ın zılgıtından o kadar etkilenmiş görünüyordu.
"Cüretini aptallığın sınırlarında tutmak konusunda kararlı olsan da düşündüğüm kadar cahil olmadığını görmek umut vadedici."
"Senin nadir bulunan bir öküz cinsi olduğunu anlamak kadar umut vadedici olamaz. Buradaki 'tam benzetmenin' altını da itina ile çizerim."
Yıldız ışıltılı şeker tanelerinin tatlı çıtırtıları gibi incelikle kıkırdadı Gece. Sesi Miray'ın kulaklarını okşayıp kalbine doğru hazla aktı. Uyuyan arzularının teninin altında kıpırdandığını hisseden Miray kapıya doğru koşmamak için tüm iradesini kullanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
FantasyBüyücüler, Avcılar, Sıradan İnsanlar ve İblisler... Hepsi bir düzen içinde yaşıyorlardı. Ta ki en güçlü Büyücülerden biri olan Gece'nin, sevdiği adam bir Avcı tarafından vahşice öldürülene kadar... Gece artık hem intikamını alıp halkın gözünde otori...