-10- Geçmemiş

356 40 17
                                    

"Saçların ıslanıyor, Toprak." dedi. Omuz silktim. Annesinin mezarına gelmiştik birlikte. Onu ilk tanıdığım yere, suskun dert ortağımın yanına.

Yağmur yağıyordu.

"Fatih, anneni özlüyor musun?"

Başımı yasladığım göğsü şişti ve büyük bir dinginlikle tekrar indi.

"Bilmiyorum, güzelim. Onu tam olarak hatırlayamıyorum aslında. O öldüğünde ben çok küçüktüm..." dedi. Takmak istemediğim bereyi cebimden çıkarıp kafama geçirdi ve konuşmaya devam etti.  "Ama çok iyi bir anne olduğunu hatırlıyorum."

Gözlerim dolmuştu çoktan, son cümlesiyle akıttı yaşlarını. Benim yaşayan annemle kıyasladım birden onun nefes almayı bırakmış annesini.

Benim annem hiç iyi bir anne değildi.

Onun adına sevinirken dudaklarımda buruk bir tebessüm can buldu. Hafifçe burnumu çektiğimde başını eğip kaşlarını çatarak baktı bana. "Ağlamasana."

Yine omuz silktim. "Şu omuzlarını yerinden sökmek istiyorum bazen."  diye homurdandı.  Ardından ayağa kalkıp beni de kolumdan destekleyerek kaldırdı.

Üşütmeyelim diye oturmamız için yere serdiği deri ceketini kaldırıp silkeledi ve üzerine geçirdikten sonra beni kolunun altına çekip arabasına doğru götürdü.

Ben yolcu koltuluna otururken o  şoför koltuğuna oturdu.

"Fatih?" diye mırıldandım bir kediyi andıran sesimle. Dudaklarını kaplayan şefkat dolu tebessümü gizlemeden bana döndü.

"Hım?" dedi benim sesime benzetmeye çalıştığı sesiyle.

"Annen," dedim bastıran uykuyla savaşmaya çalışırken. "Beni sevmiş midir?"

Güldüğünü duydum. Tuhaf, güzel bir ses tonu vardı. İçime huzur aşılayan sesine ihtiyaç duyuyordum artık.

"Seni ben sevmişim,  annem sevmese ne olur?" dedi.

Gülümsedim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım. Bu cevap bana yetmişti.

~~
Kalbim çarpıyordu. Öyle basit değil, ciddi ciddi çarpıyordu. Göğüs kafesime öyle sert çarpıyordu ki, tüm kemiklerim titreyerek kırılacakmış gibiydi.

Ağzıma kapanmış bir el vardı. Bir eli belime sımsıkı dolanmış, kaçmama engel olmak için gereken bütün önlemleri almıştı.

Bu kimdi?

Gözlerimi sonuna kadar açmış, karanlığın arasındaki silüeti görmeye çalışıyordum. Eli baskısını azaltmadan beni oturma odama doğru yürütmeye başladığında seslice yutkundum.

Ne oluyordu?

Fiziksel anlamda kolay bir kız olmamak için daima hazırdım. Küçüklüğümde yazıldığım kursların bundaki etkisi büyüktü ve şimdi neden ona kuzu kuzu itaat ediyordum?

Koluyla sıkıca kavradığı kollarımdan birini hızla kurtarıp karın boşluğuna yumruğumu geçirdim. Sert bir homurtu çıkardı fakat diğer kolumu kurtarmama yetecek kadar etkilenmemişti. Bir adım geriye atıp göremediğim için tereddütte kalarak erkekliğine dizimi geçirdim.

Dizimi geçirdiğim yer erkekliği olsaydı her şey daha hoş olabilirdi tabii.

Aniden bir bacağını dizimin arkasından geçirip beni yere yıktı ve karnımın üzerine oturup kollarımı başımın üzerinde birleştirdi.

AWAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin