Canım çok istiyor

22K 1K 94
                                    

Yazardan not;

Şu anda mutluluğumu anlatamam galiba çünkü paylaşalı beş saat oldu ve 100 beğeni ve 35 yorum geldi. Beni nasıl mutlu etti o yüzden bende yeni bölüm yazıp hemen paylaşma kararı aldım. Emin olun iki gündür canım çok sıkın ve ailemden sonra yorumlarınız, tepkilerini beni gülümsetiyor.

O yüzden şimdiden keyifli okumalar diler ve hikayemize devam edelim.

Son bir not, yaz okulumun başlamasına sayılı günler kalmışken hızlı bölümler geliyor ama tekrar yavaşlayacak onuda söyleyeyim şimdiden :)

***

Günler günleri, haftaları kovalamıştı ve Sahra'nın sabah bulantıları başlamıştı, yavaş yavaş sessizce sinsi bir şekilde ilerliyordu hormonların değişimi. Konağın içinde bebek sevincine birde yaklaşan bayram eklenmişti, sahurlar yapılmıştı ve tekrar uykuya teslim olmuştu. Konakta oruç tutmayan bir tek Sahra'ydı ve bu durumdan pek hoşnut değildi belkide tek yemeğiyi sevmiyordu.

Birden gözleri açılmıştı, baş ucundaki saate baktığında sabaha az kalmıştı şafak sökmek üzereydi, daha fazla dayanacak gibi değildi korkutmadan Rüzgâr'ı uyandırmaya çalışıyordu; "Rüzgâr uyanır mısın" demişti ama genç adam pek oralı değildi, devam ediyordu genç kadın parmağıyla onu uyandırmaya çalışırken seslenmişti; "RÜZGÂR UYAN" dediğinde genç adam panikle uyanmıştı.

"Ne oldu sancın mı var hadi doktora gidelim kalk giyin" panikle yataktan kalkmış giyinmeye çalışıyordu iki ayağı bir paçaya girerken. Sahra bu haline gülmeye başlamıştı; "Neden gülüyorsun" demişti uyanmaya çalışarak.

"Rüzgâr sancım yok daha ona çok erken ben aşeriyorum galiba" demişti.

"Ne istiyorsun bir tanem hemen alıp gelirim"

"Benim canım baklava istiyor böyle bol şerbetli ama canım kutur kutur turşuda istiyor" demişti gözünün içi parlarken.

"Baklava ve turşu mu istiyorsun"

"Evet olamaz mı?" Demişti yataktan kalkarken, bir yandan sabahlığını üzerine geçirirken.

"Hayatım miden bulanmaz mı?"

"Ne yani bana midesiz mi diyorsun" genç kadının gözleri dolmuştu.

"Yok bebeğim ben hiç öyle der miyim miden bulanmasın diye dedim hadi gel mutfağa gidelim sana isteklerini bulalım" demişti karısı koluna girerken.

Merdivenlerden aşağı inerken genç kadının gözünün önünden baklavalar ve turşular geçiyordu. Mutfağa geldiklerinde Sahra sandalyeyi çekip oturmuştu, Rüzgâr yarım tepsi baklavayı karısının önüne koymuştu, çatal çıkartıp döndüğünde yemeye başladığını görmüştü. Bir dilim baklavayı direk ağzına atıyor gözlerini kapatıp zevkini çıkarıyordu açtığında Rüzgâr'ın bakışını görmüştü; "Turşuyu buldun mu?" Demişti genç adam mutfakta dönmeye başlamıştı bulduğu beş kiloluk turşu bidonun masa üzerine koymuştu. Kase ve kaşık almak için dolaba dönüp lazım olanları almıştı.

Geri döndüğünde karısının eli turşu bidonunu içerisindeydi bir yandan ağzına kornişon atarken diğer yandan şerbetli baklava yiyordu. Bu durum Rüzgâr'ın midesini yerinden oynatmıştı ve şaşkın bir ifadeyle izliyordu; "neden bana tiksinir gibi bakıyorsun" demişti üzgün bir ifade ile gözleri dolu dolu yemeye devam ederken.

"Karıcım bunu nereden çıkardın hastalanmandan korkuyorum"

"Yok hastalanmam sende denesene çok güzel oluyor" demişti gülümseyerek.

Çöl Rüzgârı - Hanzade Serisi 1 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin