Elini hızla çekip yüzüne götürdüğünde peçesi olmadığını fark etmişti beleğinden bir buçuk yılı silmişti hatırlamıyordu hiç bir şey ancak içinde karışsındaki adama karşı bir nefret vardı; "Çıkın odamdan" diye sesini yükseltmeye çalışmıştı yarı kısılmış sesiyle.
Başaramamıştı yüzünü saklamayı evleneceği adam görmeden, hiç tanımadığı adam yani kocası görmüştü. Genç adam şaşkın ve yıkık bir halde Sahra'ya bakıyordu numara yapması için ona kızgın olduğu için böyle davrandığını varsaymak istiyordu. Ancak durum öyle değildi Sahra birbirlerine ayıt iyi ve kötü tüm hatırayı unutmuştu, Rüzgâr'ın çıkmaması Sahra'yı tamamen çıldırtmaya yetmişti hareket etmeye kalkmasıyla acı hissetmişti yüzünü acı kapladığında genç adam hızla hareket etmiş ve onu yatağa yatmasını zorlamıştı daha yeni uyanmıştı iki defa ölümden dönmüştü hiç bir şey olmamış gibi bu kadar hızlı hareket etmemesi gerekiyordu; "Hareket etme çöl gülüm daha yeni doğum yaptın ve beyin ameliyattı geçirdin" demişti korkuyla diğerini söylemeye dili bile varmamıştı diyememişti iki defa bana seni sonsuza dek kaybetme duygusunu yaşatın şimdi diyemezsin bana seni hatırlamıyorum benden nefret et kır parçala ama tanımıyorum deme çöl gülü diye diyememişti dili varmamıştı kelimeler çıkmıştı ama sözlerler dökülüp ses olmamıştı.
"Çöl gülü mü? Doğum mu? Beyin ameliyattı mı? Ne saçmalıyorsunuz!" Tekrar aynı duyguyu hissetmişti Sahra annesinden sonra ilk kez başkasının ağzından bu seslenişle karşılaşıyordu, aynı zamanda bu duygu çok tanıdık gelmişti.
"Zamanla her şeyi hatırlayacaksın çöl gülüm bebeklerimizi ve bizi" dediğinde artık bu olay başını arıtmaya başlamıştı genç kadının ne bebeği ne bizi evlenmediği bir adam hiç tanımadığı bir adam daha doğrusu gözlerini açtığında ilk gördüğü olmuştu yetmiyormuş gibi ağzında bir şeyler geveliyordu.
"Saçmalıyorsunuz çıkın odamdan" panik içerisindeydi, kim olmazdıkı hiç tanımadığımız biri daha doğrusu hatırlamadığımız biri gelip kocanın dese o an insan koşarak uzaklaşır. Ancak Sahra onu bile yapacak güçte değildi, bedeni yorgundu, kalbi yorgundu ve ruhu yorgundu. O sıra içeriye Alkan girmişti ablasının uyanıp uyanmadığına bakmak için ama karşılaştı durum karşısında sevinmesi yarıda kalmıştı.
"Ablam" diyerek eniştesinin yanına gelip durmuş ve elini tutup öpmüştü; "şükürler olsun Allah'ıma açtın ya sonunda gözlerini" ablasının sözüyle sevinci biranda hüzüne dönmüştü.
"Alkan, yüzümdeki peçeyi nasıl çıkarırsınız!" Ölümden dönen birisi için sorulası en son soru olması gerekiyordu, ama Sahra'nın yürek yangını babasına verdiği sözü tutamamış olmasıydı ama bir hatırlasa sözünü nasıl tuttuğunu kendine defalarca feda ettiğini, sevdiğini ve sevildiğini belki o an topraktan bir papatya filizlenecekti ve güneşin aşkıyla bir sevdalı gelip koparıncaya kadar yaşayacaktı. Sinirlerini gözleriyle fazlasıyla anlatırken sözlerine devam etmişti öte bir yandan Sahra; "Bu adam kim ne saçmalıyor böyle hem babam nerede" dediğinde Alkan ablasının tekrar aynı acıyı yaşayacağına mı? Yansaydı yoksa kocasını tanımadığına mı? Bebeklerinin olduğunu bilmemesine miydi? Hangisine yanacağını şaşırmıştı ablasının uyandığına sevinci yarıda kalmıştı. Belkide kader bu ara en çok bu iki köklü aşirettin üzerineydi oyunu acımasız ve insafsızca yargılıyordu ama ne demişlerdi her karanlık gecenin sonunda aydınlık vardı. Elbet aydınlık bu ailenin üzerinede doğacaktı belki yarın belkide yarından yakın ama doğacaktı.
"Abla" diyip durmuştu o an söyleyeceği her şey daha da kötü yapabilirdi durumu, ağzında bir şeyler gevelemiş ve eniştesiyle doktora gitmenin daha faydalı olacağını düşünmüştü en azından birinin artık haber vermesi gerekiyordu Sahra Verda Hanzade'nin uyandığını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöl Rüzgârı - Hanzade Serisi 1 (Tamamlandı)
Fiction généraleYıllar çöl kumlarını rüzgarla savurup günümüze kadar getirmişti geçmişin izlerini, iki düşman aile ve bulanık suları durulmuş bir dava. İki aşık birbirine kavuşmak için herşeyi göze almışlardı ve zaman tekerrür ibaret olduğunu yine ispatlamıştır. H...