Kovalamaca!

13.9K 860 50
                                    

Sahra ve Dilan birbirlerine dönmüş bir şekilde bakıyorlardı ikiside gördükleri kişinin benzetme hatta rüya olmasını dilemeye başlamışlardı ama değildi işte oradaydı ve kanlı canlı duruyordu karşılarında. O sıra bardakları servis ettikten sonra başını hafifçe kaldırıp tam karşısına baktığında genç delikanlı hem sevdiğini hemde Sahra ve Rüzgâr görmüştü. Genç adam Sahra'nın namını duymuştu şehirde bir tek başı açık olup peçe takan büyük aşiretlerden biri olan Kozanoğlu'nun kızı olduğunu biliyordu. Ancak karşısında sevdiğini görünce içi acımıştı ona servis yapacağı için, artık sevgilim diyemeyeceği için canı yanmıştı ama kendisi istemişti ayrılmayı şimdi gördüğünde neden ölüyormuş gibi tüm bedeninde acı vardı bilmiyordu.

Aynı durum Dilan içinde geçerliydi canı yanıyordu sevdiğini burada böyle gördüğüne belkide beklemediği bir anda duâsı tutmuştu ama şimdi üzgündü sevdiği adama sarılamıyordu sevgilim diyemiyordu. Kendisine ve ailesine gelenlere hizmet edecek olmadı canını yakıyordu ama biliyordu eğitimini tamamlamak içinde çalışması gerekiyordu. Belkide bu yüzden Serhat'ı çok seviyordu kendi ayaklarının üstünde durmasını bilen zorluğu, iyiliği ve kötülüğü fazlasıyla bildiği için.

Serhat başını çevirip diğer davetlilere doğru ilerlediğinde Dilan'nın gözünden inen bir damla göz yaşını bir tek Sahra görmüştü yavaşça elinin tersiyle sildiğinde yengesine gülümsemeye çalıştı ama çok zordu sevdiği adam hiç tanımıyormuş gibi yapıyordu. Bu belkide en çok canını acıtmıştı.

Yavaşça içeriye geçmişlerdi, belkide bedenen oradaydı genç kızın ruhu kapının dışında kalmıştı. Yavaşça balo salonun içine girmişlerdi ön lobi gibi bir yerdelerdi diğer kapının arkasında başlayacaktı her şey. Yavaşça boşta olan masaların birine durdular ancak Sahra ne kadar karnı burnunda ayakta durabilirdi işte onu bilmiyordu. Rüzgâr geleceğini söyleyip özel davetlilerin yanına doğru ilerlemeye başlamıştı o sıra Serhat gelmişti ve servis etmek üzere tepsisindeki içecekleri uzatmıştı. Dilan gözleri dolu bir şekilde bakıyordu sevdiğine ama Serhat dik ve hiç bir acı hissetmiyormuş gibi duruyordu; "Almız mısınız? Dilan hanım" dediğinde Dilan dolan gözlerinden yaş istemsizce süzülmüştü sevdiği adam karşısında.

"Te-teşekkür ederim" demiş ve almamıştı çünkü o davranışı gülümsemesini esirgemesi iştah bırakmamıştı. Sahra omzunu sıkıca tutmuştu, ben yanındayım güçlü durmana gerek yok der gibi. Serhat bakmadan gitmişti, balı salonundaki herkes gizemli Sahra'ya bakıyordu. İpek gibi parlayan saçları, çakır gözleri herkesin dikkatini çekmişti ama peçesi gizemini artırmıştı. Karnı burnundaki karnı bile elbiseyi mükemmel taşıması, kusursuz fiziği kadınları kıskandırmış erkeklerinse ilgisini çekmişti. Ama Rüzgâr hepsini susturacak konuşmayı ve tanıtmayı yapacaktı, o sıra balo salonun lobisine Aylin Şekercigil girmişti ve tüm gözleri üzerine çekmişti. Yine magazin dünyasının gündemine oturacak ideali elbisesi ile erkeklerin onu arzulatmasını sağlamıştı ama asil hedefi Rüzgâr'dı.

Ama başaramayacağı eylemine doğru giderken hep istediği ve bir gün elde edeceğini düşündüğü adam evlenmişti. Sahra'nın yanından geçerken birbirlerine bakmışlardı sanki küçük iğrenç görünen bir sinek gibi bakmıştı genç kadına. Sahra ise keskin bakışlarıyla çizgiyi çizmişti bu kadını kocasından uzak tutacaktı ne olursa olsun yanına yaklaşmasını engelleyecekti. Aylin Şekercigil tüm görkemi ile birlikte Rüzgâr'ın önünde durmuş ve konuşmalarını bölerek arzulu bir şekilde öpmüştü. O esnada biranda Sahra'nın kalbine sanki bir hançer batırmıştı istemsizce canı acımıştı eski sevgilisi diye düşünsede aksine Rüzgâr hiç bir zaman Aylin'e bakmamıştı her zaman onu soğuk bulmuştu ama arkadaşlardı.

Sahra birden Dilan'nın bileğini tutmuştu sıkıca sanki yanan canını böyle yok edecekti bu defa gözler dolan. Oydu nasıl bir tepki vermesi gerektiğinin kararına bile varamıyordu hormonları beynini zorluyordu. Dilan'a doğru bir bakış atıp harekette geçmişti kocasını ona yem edecek değildi. Hızlı adımlarla yürümüştü bir yandan kasıklarında sancı hissederken, ayakta durmak çok iyi gelmemişti. Rüzgâr'ın yanına gelip sıkıca elini tutmuş ve Aylin karşısına dikilmişti; "Hayatım hanım efendiyle beni tanıştırmayacak misin?" Demişti sesi en keskin kılınçtan bile daha keskin çıkarken.

Çöl Rüzgârı - Hanzade Serisi 1 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin