Zilan titreyen bir ses tonuyla: '' Benim ablam kötü biri değil! Ne yaparsa yapsın beni sevmekten vazgeçmez. Bedelse bedel ödemek için burdayım, ne olacaksa olsun, gerekirse bu konakta çürürüm ama ne olur aileme, sevdiklerime bir zarar verme! En başta da ablama. '' diye konuşurken Ayaz,hala bu denli ablasını seven ve savunan Zilan'a tahammül edemeyerek: '' Demek hala ablam diyorsun, hala onu savunuyorsun öyle mi? O zaman ödeyecek olduğun ne kadar bedel varsa öde! '' diyerek öfkeli bir şekilde Zilan'ı öpmeye başladı. Öyle bir öpüyordu ki, sanki Gülsün karşısında, ona olan öfkesini nefretini gösteriyordu. Ayaz artık eski Ayaz değildi ve bu geceden sonra karşısında zaman geçirmekten keyif aldığı, o çok sevdiği aynalara kolay kolay bakamayacaktı. Zilan'ı öyle bir öpmüştü ki sanki kızın dudakları parçalanacaktı. Ayaz Zilan'ı üzerindeki gelinlikle yatağa atmış bir an önce bekaret çarşafını verip bu yataktan kalkmak için zorluyordu. Zilan'ın ise hayatında canı hiç acımadığı kadar acıyor, korkusundan sesini dahi çıkaramıyor, yatağın çarşafını eliyle sımsıkı tutuyordu. Öyle bir elini sıkmıştı ki, yumruk yaptığı eliyle birine vursa dudağını patlatacak derecede.. Öylece teslim olmuş bir halde o yatakta çocukluğunu, gençliğini, tüm hayallerini, umutlarını kaybediyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/151241537-288-k874227.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR AŞK
Aktuelle Literatur'' Asıl sen ne dediğinin farkında mısın? Kaldır kafanı bak bi etrafına! Senin yaşadığın harikalar diyarına benziyor mu? Çık şu ütopyandan! Bi bak bu topraklara, gerçekten ait olduğun dünyaya. Bak ben sana söyleyeyim olacakları ; ya ablan ölecek, ya...