25. Bölüm

935 46 5
                                        


''Nutuk tutulması..''

Ayaz ve Zilan Poyraz'ın odasında teleskopla yıldızları izliyorlardı. Zilan teleskopu bırakıp Ayaz'a döndü.

    ''Sen uzaktan ama net bir şekilde izleyeceğiz dediğinde açıkçası teleskopla izleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Ne kadar sürprizlerle dolusun arkadaşım.'' Ayaz Zilan'a gülümseyip göz kırptı.

    ''Yaptığım sürprizler yapacak olduğum sürprizlerin teminatıdır arkadaşım.'' Zilan gülerken sözünün devamını getirdi. ''Bu sürprizlerimin hepsi de iyi sürpriz olacak. Bundan hiç kuşkun olmasın.'' Zilan Ayaz'ın ne demek istediğini anladığı için istemsizce tebessüm etti, verdiği cevapla Ayaz'ın içini rahatlattı.

    ''Bundan öylesine eminim ki, bence bu kadarı gereksiz ayrıntı. Ama yine de şunu bilmeni isterim; fazlasıyla sürprizlere açık biriyim. E en iyi arkadaşım olduğun için sana karşı emniyet duygum da oldukça fazla.'' Ayaz gülümserken, Zilan kaşını kaldırıp kendince muziplik yaptı. ''Amaa, sürprizlere açık biriyim dediysem, bu çıtayı yüksek tutmayacağın anlamına gelmiyor. Şimdi üç günümüzün analizini yaparsak; lunapark, dönme dolap, yemeğe çıkmak, yıldızları izlemek, bi de an itibari ile teleskoptan.. yani senin işin oldukça zor arkadaşım. Elâlemin ayda yılda bir diye nitelendirdiği şeyleri sen bana üç gün boyunca arka arkaya yaşattın. O yüzden işin zor. Yani yıldızları herkes teleskopla izleyemez diye düşünüyorum sonuçta.'' Elleriyle anlatmaya çalıştı. ''Sen çıtayı bırak yükseltmeyi, baya bi yüksekten aldın. İkinci aşamayı çok merak ediyorum Ayaz bey.'' Güldü ''Pardon, arkadaşım''

     Böyle biriydi işte Zilan, üç gündür yaşadığı mutluluğa kâbus gibi olan iki ayını bi çırpıda söküp atmıştı. 'Mutluluk sana gelmez, sen ona yürüyeceksin' sözünün en naif vücut bulmuş haliydi. Birçok insanın sıradan gördüğünü o, yüksek çıta olarak algılamıştı. Gülsün'ün kaçtığı günün gecesinde tek kelam etmeden izlediği, acısına ortak ettiği yıldızlar üç gecedir sanki 23 Nisan'da ront oynayan çocuk mutluluğundaki Zilan'ın hallerine şahit oluyorlardı. Belki Zilan sözü yanlış anlamış; mutluluğa yürümek yerine koşmuş, belki de en iyi arkadaşı Ayaz'ın ellerini sımsıkı tutunca korkularıyla savaşacak gücü olmuştu. Hikayeleri ne boyutta kalır, evrilir mi bilinmez. Ya da Vildan'ın ütopyasındaki gibi havayı aşk kokusu sarar mı o da bilinmez ama Zilan'ın emin olduğu bir şey vardı; sahip olunabilecek en iyi arkadaşa sahip olmuştu. Hayatın bir gün olduğunu, onun da sadece tek bir günden ibaret olduğunu bilip yıllarca hayatını bu şekilde yaşayan neşeli kız çocuğu, şimdi ise hayatını bir genç kız gibi yaşayacaktı. Korkuları yok denecek kadar azalmıştı. Çünkü her düştüğünde kaldıracak değil, düşmesine dahi izin vermeyecek kadar onu kollayan Ayaz en iyi arkadaşıydı.

     Ayaz Zilan'a öylece bakarken Zilan gülerek sessizliği bozdu.

    ''N'oldu arkadaşım hayırdır? Çıtayı yükseltmek deyince bi nutkun tutuldu sanki?'' Ayaz tebessüm etti.

    ''Bu aralar nutuk tutulması yaşıyorum zaten.'' Cümlesinin devamını getireceği anda içeri Teddy girdi. Zilan Teddy'i görünce gülümsedi.

    ''Teed. Sen mi geldin?'' Zilan Ted'i severken Ayaz şaka yollu sitem etti.

    ''Heeh, ışığı açık bulduğun odaya dal sen. Oğlum babanın odası diye şak diye girilir mi? Babaanne duyarsa ne der?'' Ted kafasını eğince Ayaz gülmsedi.

    ''Tamam tamam aramızda. Babayı mı arayalım? İyi de amcacım şimdi uyuyordur baban.''

     Zilan öylece Ayaz ve Ted'i izliyordu. Konuşma bilmemesine rağmen bu köpek aileyi fazlasıyla sahiplenmişti. Ya Ayaz'ın hallerine ne demeliydi? Sanki karşısında üç dört yaşında küçük bir çocuk duruyor ona dil dökmeye çalışıyordu. Ayaz onları izlediğini fark eden Zilan'a gülümsedi.

ZOR AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin