37. Bölüm

1K 31 2
                                    



        ''Ağlayalım beraber..''

     Vildan abisini odasında bulamayınca Zilan'la birlikte kaldıkları dördüncü kattaki odaya çıktı. Odaya çıktığında her yer darmadağındı. Kendisi geceye dair Ayaz'ın sinirli bir şekilde eve geldiğini ve kendisini yeni odalarına kapattığını hatırlıyordu. Şimdi ise eski odaları diye tabir edecekleri bu oda tarumar olmuş bir haldeydi. Bu odanın Ayaz tarafından tarumar edildiği son derece belliydi. Belli olmayan şey ise; Ayaz bu odayı neden böylesine tarumar etmişti? Ya da bu odayı bu hâle getiren Ayaz şuan neredeydi?..

     Vildan darmadağın odayı dolu gözlerle izlerken sayıklamaya başladı.

    ''Aman Allah'ım! Gitti, ablamı kurtarmaya gitti. Yaktı kendini, bitti bu sefer hayatı.'' Titreyerek odadan çıkıp, merdivenleri koşarak indi. Onun ateş alırcasına merdivenlerden inişini gören Kiraz sordu.

    ''Guzum, niye ataş alır gibi goşuyon?'' Vildan ağlıyordu.

    ''Teyze.. teyze abim yok.'' Parmağıyla odayı işaret etti. ''Yukarısı.. yukarısı harabe gibi. Abim gitti teyze. Bu sefer hapse attılar onu. Artık Ne Süleyman amca onu koruyabilir, ne de eniştem kurtarabilir.'' Kiraz'ın duydukları karşısında eli ayağına dolaştı.

    ''Gızım emin misin? Yook yapmaz, yapmaz benim oğlum. Gendini ataşa atıp da hiç birimizi yakmaz. Yapmaz, şurda cezasının bitmesine ne galdı?'' Vildan'ı omuzlarından tuttu. ''Vildan guzum, bak sen yanılmayasın, etmez abin. Hiç eder mi öyle delilik?'' Vildan hıçkırıklar içinde ağlarken konuşmaya başladı.

    ''Oda.. odaları savaş alanı gibi. İçindeki savaşta yenildi belli ki. Dağ olsa çatlardı, anca bu kadar dayanabildi. Belki de Kulaksızlar onu..'' Ellerini başına götürdü. ''Ben burda ne anlatıyorum yaa! O lanet olasıca konağa gidiyorum. Abime ne olduysa öğrenicem. Eğer öldürdülerse o Cengiz pisliğinin ölümü benim elimden olacak.''

     Vildan konağın kapısını açtığında karşısında Ayaz'ı gördü. Ayaz yarı uykulu bir haldeydi. Vildan abisini kanlı canlı bir halde görünce gülümseyip, boynuna atladı.

    ''Abi,, abicim.. Allah'ım sana şükürler olsun oraya gitmemiş.'' Vildan Ayaz'a öyle bir sarılmıştı ki, Ayaz nefes almakta zorluk çekiyordu.

    ''Vi vi Vildann.. öhöm öhöm.. abicim nefes alamıyorum.. kuzu..'' 

    ''Hı.. abicim.. neler geldi aklıma bir bilsen? Şükürler olsun.'' Abisinin gözlerine baktı. ''Şükürler olsun! Abi, Şuan sana böyle sarılabildiğim için Allah'a sonsuzlarca kez şükürler olsun.''

-------

     Ayaz odasına çıkınca Vildan ve Kiraz da arkasından çıktı. Vildan meraklı gözlerle abisine bakıyordu.

    ''Abi, nerdeydin dün gece? Üzerine mavi ceketini de giymemişsin, belaya gitmemişsin öyleyse. O zaman bu odanın hâli ne? Hatta siz artık aşağıda kalmıcak mısınız? Asıl soru; senin bu odada işin ne?'' Ayaz elinde tutuğu beyaz yastığa baktı.

    ''Vildan, çok uykum var abicim.'' 

    ''Ya ama.. dün gece.. hatta bu sabah'' 

    ''Abiim, bak gözlerim yanıyor, çok yorgunum. Birkaç saat uyuyayım, zaten şirkete gitmem gerek. Her şeyi anlatırım sonra.'' 

    ''Her şeyi ama demi? Geceyi, gündüzü, gözlerinin niye böyle ölü balık gibi baktığını? Her şeyi'' Ayaz tebessüm etti.

    ''Her şeyi. Ama benim şimdi biraz uyumam lazım tamam mı Vildoş'um?'' Kiraz:

ZOR AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin