''Eeehh! Yeter lan yeter! Bedirhan sakinleş, Bedirhan sus! Pardoon? Hangi Bedirhan'dan bahsediyosunuz anlamadım gitti ben?! Lan benim ablamı, kıymetlimi koruyamadık biz. Burda gelip bana mutlu aile pozu kesmeyin Soykanlar! Oyunculuk yerlerde. Polyannayı okuttuğunuzda ilkokuldaydım ben. Aynı kitabı okumaya da dinlemeye de tahammülüm yok. Zaten ben kitap okumayı da sevmem, hikâye dinlemeyi de. Bana gerçeklerden bahsedin hacılar (!)'' erik ağacını gösterdi ''Mesela ablam şu ağaçtan düşecek diye ödün kopacak mı anne?'' İshakcan'a döndü ''Sen söyle abim; benimle ablamın çikolata zulasını patlatacak mısın? Nebahat yenge sen daha ne kadar ablam sanki şu kapıdan gelinlikle çıkmış gibi davranacaksın? Aman yakışıklı damadımızı elimizde tutalım, sen de kuşuna evliliğe dair çok şey öğret (!) Baba; kız babası gibi kükresene! Ablam nerden bilecek gecelerce onun odasını izlediğini?'' Zilan babasının onun için konağa geldiğini duyunca dolu gözlerle babasına baktı. ''Ya sana ne demeli amca? Deniz gözlündü ablam senin (?) gözlerinde dalga, gözlerinde yağmur?'' Zilan'a baktı. ''Bana bak Zilan Soykan daha kaç kere söylücem kızım sana yeşil gözler hiç yakışmıyor diye!.. Lan ben o Hekimhanlı şerefsizini öldürüp mapusa girmedim diye kendime söverken, siz üç beş fotoğrafa bakıp ablamın mutlu olduğuna inanın. Ben on gün önce gördüğümde kalbim yangın yeriydi. N'ooldu? Zilan mutluymuş (?) Nah mutlu! Nebuş söylesene kuş kafesteyken ne kadar mutlu olabilir? Olamaz! Onun yuvası burası.'' Sinirinden güldü ''Sevgili Soykanlar bu rezil oyunculuğunuzla daha fazla sizi izliyemiycem. Hadi bana müsaade.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR AŞK
General Fiction'' Asıl sen ne dediğinin farkında mısın? Kaldır kafanı bak bi etrafına! Senin yaşadığın harikalar diyarına benziyor mu? Çık şu ütopyandan! Bi bak bu topraklara, gerçekten ait olduğun dünyaya. Bak ben sana söyleyeyim olacakları ; ya ablan ölecek, ya...