33. bölümden /1

423 21 0
                                    


Züleyha nene film sonuçlarını almak için doktorun odasına gitti. Gencecik doktor karşısında gördüğü iki büklüm bu yaşlı kadına ne diyeceğini bilemedi. Oturması için buyur etti. Doktorluğunu unutup, takınması gereken soğukkanlı tavrı bir kenara bıraktı, içine çökmüş gözleriyle ona bakan bu mahzun kadına tahlil sonuçlarını açıklamaya çalıştı.

''Teyzecim; ciğerinizdeki kitle oldukça büyük. Ameliyatla almak sizi kaybetmekle eş değer. Nasıl söylenir bilmiyorum ama vadeniz doluncaya kadar bu kitleyle yaşayın. Ben size anca ağrılarınızın hafiflemesi için ilaç yazabilirim.'' Züleyha nene ağlamaya başladı. Genç doktorun gördüğü manzara ise yüreğini parçaladı. Züleyha nenenin karşısına geçti çömelip ellerini tutarak onunla göz teması kurdu. ''Bizler ahirete iman etmiş insanlarız, eğer öyle olmasaydı ölmemizin hatta yaşamamızın bir anlamı olur muydu? Doktor olsam ne yazar? Acizliğim bir kez daha hatırlatıyor burasının dünya olduğunu. Siz inançlı birisiniz bizim inancımızda ölüm bir son değil, ölüm teneffüs. İnananlar için en güzel nefes Cennet'te, orada ciğerlerinle imtihan olmayacaksın. İmtihan dünyada.'' Züleyha nene ellerini tutan doktorun ellerini sımsıkı tuttu.

''Söyle evladım; en fazla ne kadar yaşarım?'' Doktor ağlamamak için direndi.

''Beş altı ay bilemedin en fazla bir yıl.'' Züleyha nene ağlarken gülmeye başladı.

''Yetmiş üç yıl, tam yetmiş üç yıl boyunca bitmedi benim dünya sürgünüm.'' Elindeki film zarfını gösterdi. ''Bu benim ötelere gidiş biletim, bundan gayrı gözüm gibi bakarım ona. Nefes alamadığım ciğeri neyleyeyim ben?'' Genç doktor gözünden süzülen yaşlarla sordu.

''Yani şimdi ölüm sizin için bir kurtuluş'' diye konuşurken Züleyha nene sözünü kesti.

''Yavrum, adın ne senin?'' Doktor:

''Yusuf'' Züleyha nene hem ağlıyor, hem gülüyordu. Doktor Yusuf'un gözünden akan yaşı gülümseyerek sildi.

''Yusuf'um vuslatın muştusunu (müjde) sen mi getirdin bana?''


ZOR AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin