16. Bölüm

1.6K 57 5
                                        


'' Ayaz Mevsimi..''

     Bedirhan gözlerini bambaşka bir güne açmanın mutsuzluğuyla uyandı. Bugün Ağustos'un üçü idi. Başka bir zaman olsa bugün hayatının en güzel günü olurdu. Annesinin yaptığı pastalar, bütün akrabalar ve sipariş ettiği hediyeler. Bunlar Bedirhan'a kendisinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hissettiren özel anlar, güzel detaylardı. Ta ki iki ay öncesine kadar..

     İnci hanım yanı başında kalan tek çocuğunu hayatta tutabilmek adına bütün acısını içine gömmüş, Bedirhan için muhteşem bir kahvaltı hazırlamıştı. Ağzının tadı yoktu, afiyette değildi belki ama haftalardır yüzü gülmeyen oğluna doğduğu bu günü hediye edecekti. İlk defa doğduğu gün Bedirhan'ın umurunda olmasa da İnci hanımın içindeki tüm hüzünlere rağmen, ilk defa oğlu için yüzü gülecekti. Hazırladığı sofraya tebessüm ederek baktı. Gözü kimsenin görmediklerini görüyor, kulağı kimsenin duymadıklarını duyuyordu. Geçmişe dair güzel günlerden biri, üç çocuğu yanı başında, evde mutluluklarına şahit bir sürü kahkaha..

2004

     Bedirhan ve Zilan Gülsün'e sürpriz yapmak için mutfakta çikolatalı kek yapıp fırına koymuşlar, sonra da zeytinli poğaça yapmak için Zilan bir yandan hamur yoğuruyor, bir yandan da Bedirhan'a zeytinleri ayıklatıyordu. Zilan, Bedirhan'ın bir zeytin ayıklayıp, üç zeytin yediğini daha fazla görmezlikten gelmeyerek şaka yollu sitem etmeye başladı:

    ''E hadi minnakım, sen böyle bir zeytin ayıklayana üç zeytin bedava kampanyası yaparsan, ohoo işimiz iş. Bak ablam gelecek, hala poğaçaları yapamadık.'' dedi. Bedirhan tekne kazıntısı olmanın avantajını kullanarak dudak büzdü. Zilan bu sefer yemezler edasında bir bakış atarak konuştu.

    ''Hiç öyle bakma bana, artistlik yapıp anneme biz yaparız dedin, zeytinleri tabaktan çok mideye indirdin.''

İki kardeşin tatlı tatlı atışma sesine gelen İnci hanım:

    ''Aaa! Daha siz hiç başlamamışsınız. E aşk olsun çocuklar.'' dedi. Zilan kendini savunma ihtiyacı hissederek:

    ''Yok annecim. Her şey öyle göründüğü gibi değil, hem ne demişler; Hatice'ye değil neticeye bakmak lazım. Tabakta gördüğün zeytinlerin üç katı kadarını düşünürsek, ühüü! Bizim No:3 bence gayet iyi iş çıkardı.'' dedi. Bedirhan ablasına gözlerini kısarak bakış attı.

    ''Sağol abla yaa, vur dedik öldürdün.'' dedi.

İnci hanım bir yandan söyleniyor, bir yandan da poğaçalara şekil veriyordu.

    ''Ah be annecim deseydin şu kadarını yiyeceğim diye, sen köşede yerken ben de işime bakardım.'' dedi. Bedirhan kendince kendisini savundu:

    ''Ne yapayım anne hem Gülsün ablamı çok özledim, hem de ödev yapmaktan daha cazip geldi tabi ki.''

Kardeşinden duyduğu pişkin cevap karşılığında Zilan da kendince sitem etti:

    ''Bak sen hele şu No:3'e bir de gelmiş, (ağzını büzerek kardeşinin taklidini yapıyor) Zilan ablamla mutfakta çok eğleniyorum diyor. Bu sefer o kitaplarını tek başına oku, özetlerini de bir güzel çıkar da gör gününü.''

İnci hanım duydukları karşısında şaşkınlığını belirtti.

    ''Bir dakika bir dakika sen şimdi Bedirhan'ın kitap özetlerini sana çıkarttığını mı söylüyorsun?''

ZOR AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin