''Tanzimat davası..''
ÖĞLEYİN
Zilan Ayaz'ın gözlerinin içine şaşkınlıkla bakıp sayıkladı.
''Kavga? Kavga mı edicez yani?'' Ayaz:
''Evet, kavga edeceğiz.'' Zilan:
''Sebep?'' Ayaz:
''Ben de bilmiyorum.'' Zilan:
''Bilmediğin bi sebepten kav'' Ayaz cümlesini tamamlamasına izin vermedi.
''İşte zaten asıl sebep te bu. Bilmediğim bi sebepten dolayı kavga edeceğiz. Bu kavganın bilmem gereken bi sebebi var mı?'' Zilan sinirlenmeye başladı.
''Bu kavganın bi sebebi olmadığı gibi, sebepsiz yere sürmesi de saçma. Ben gidiyorum.'' Ayaz giderken Zilan'ı kolundan tutup, kendine doğru çekti.
''Hiçbir yere gitmiyorsun Zilan Hekimhanlı.'' Zilan:
''Bu bana üçüncü kez Zilan Hekimhanlı deyişin.'' Ayaz gülümsedi.
''Dördüncüyü de söylerim, yeter ki iste. Söylesene Zilan Hekimhanlı; biz niye kavga ediyoruz?'' Zilan suratını ekşitti, sonra da kolunu çekti.
''Etmiyoruz. Bütün harcadığın çabaya rağmen inatla kavga etmiyorum. Kavga etmiyorum tamam mı Ayaz Hekimhanlı.'' Ayaz işi dalgaya vurdu.
''Ooo Zilan hanım, bende diyorum bu kadın böyle diklenecek cesareti nerden buldu diye? Meğer kankası ağır misafirimiz inat ta burdaymış.'' Zilan sırıttı.
''Komik misin sen şimdi?'' Ayaz gülümsedi.
''Çevrem kendime has bi espri anlayışım olduğunu söyler.'' Zilan:
''Nedense o espri'' Ayaz:
''Nedense o espri anlayışın benimle uyuşmuyor diyeceksin demi?'' Zilan evet diyeceği anda bir kez daha lafı ağzına tıktı. ''Hatta evet diyeceğini tahmin etmek hiç te zor değil. Ama sana bi şey söyleyeyim mi? Şu an eşit şartlarda değiliz.'' Zilan kaşını kaldırdı.
''Hadii, sen tahmin etmeden bi şey itiraf edeyim.'' Ayaz:
''Ooo itiraaf, en sevdiğim. Buyrun Zilan hanım dinliyorum, buyrun buyrun.'' Zilan:
''Eşit şartlarda değiliz derken çok haklısın. İkiye biriz en nihayetinde. Kankam inat ve ben, hee bir de rakip takımdan Ayaz Hekimhanlı.'' Ayaz güldü. Zilan da gülmeye başladı. ''Kabul et iyiydim.'' Göz kırptı. ''Nasıl analiz? Hadi ben mutfağa gidiyorum. Eşit şartlarda bi kapışma olmayacak sonuçta. E adalet şart demi ama?'' Ayaz gözlerini kapatıp başını salladı, Zilan'ı alkışladı.
''Bravo! En azından eşit şartlarda olmadığımızı anlamana sevindim. Ben de bunu sana nasıl anlatsam diye düşünüyordum.'' Zilan da Ayaz'ın kendince oynadığı oyuna dâhil oldu.
''Yok canıımm, öyle korkutacak tarzda değilim. Çabuk öğrenirim bilirsin, hatta dört yıl öncesine bakarsak, tecrübeyle sabit. Canlı kanlı şahidi karşımda duruyor.'' Ayaz kaşlarını kaldırıp kafasını salladı.
''Bilmez miyiiim? Maşallahın var o konuda.'' Zilan güldü.
''Hımm. Çok teşekkür ederim.'' Ayaz:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR AŞK
General Fiction'' Asıl sen ne dediğinin farkında mısın? Kaldır kafanı bak bi etrafına! Senin yaşadığın harikalar diyarına benziyor mu? Çık şu ütopyandan! Bi bak bu topraklara, gerçekten ait olduğun dünyaya. Bak ben sana söyleyeyim olacakları ; ya ablan ölecek, ya...