Belki bir veda belki de yola devam.. Sevgili @cnntzgl70 e ithafen..
''Sadece arkadaşız.. (?)''
İnci hanım öylece gazeteye bakıyordu. Ayaz Zilan'ın elinden tutmuş, merdivenlerden inerlerken fotoğraflarını çekmişlerdi. Fotoğrafta Zilan'ın yüzü panik, Ayaz'ın ise keyfi kaçmış görünüyordu. Yine de her şeye rağmen anlamlandıramadığı bir durum vardı; kızında korku yerine sadece panik vardı. Bu panik aniden patlayan flaşlardan dolayı mı, yoksa kızının yaşadığı hayattan mı kestiremiyordu. Peki kızının yaşadığı hayattan dolayı ise bu fotoğraf karesinde ne işi vardı? İnci hanım aklından geçenlere engel olamıyor, okuduğu haberi defalarca okuyor, gözlerini mis kokulusundan alamıyordu. Haberi bir kez daha okurken Cevriye'nin sesi ile kendine geldi.
''Valla görüyor musun eeltim, biz boşuna yanmışız Zilan için. Benim Gülizar on yıllık gelinleri, bırak iki ayı, iki yıllık gelinken böyle çıkarmadılar, Zilan'ı iki aylık gelinken bak neerelere çıkarmışlar. Biz de o kadar üzüldük. İkisi de aynı kapının gelini bi benimkinin giydiğine baak, bi seeninkinin. Yediklerine değinmem bilee.. şunun kapısının önünden geçmelerine bilee para isterler. Damat desen adıyla damat, buraya geldiği mi var? Baksana Zilan'a, koocası nasıl da elinden tutmuş öylee. Biz yandığımızla kalalım, meğer bizim kız sosyetikler gibi ordan oraya lüküs lüküs yaşıyormuş. Eee diyen boşuna deememiş; zengin koca huzurun başlangıcıdır diye..''
İnci hanım Cevriye'yi dinlemiyor, sadece duyuyordu. O öylece iki aydır yüzünü görmeye hasret kaldığı mis kokulusuna bakıyordu. Bir anda duyulan çocuk sesiyle kendine geldi.
''İnji yengeeee'' İnci hanım kafasını kapıya doğru çevirdi, gelen Batuhan'dı. Gülümsedi.
''Batuhaaan, yengeem..'' Batuhan, yengesine sarıldı.
''İnji yengee bij geldik. Lo'ma yapcaj demi?'' İnci hanım gülümsedi.
''Yaparım tabii, yengesinin güzeli.'' Kapıya doğru baktı. ''Annen nerde?'' Batuhan güldü.
''Geliyoo'' Birkaç dakikaya kalmadan İshakcan koşarak içeri girdi.
''İnci yenge hoş buldum Bedirhan abim yukarda demi?'' İnci hanımın cevap vermesini beklemeden Bedirhan'ın odasına koştu. İnci hanım İshakcan'ın arkasından gülümsedi.
''Hoş geldin yengem'' Nebahat'in sesi geldi.
''Yakup Enes koy annecim şunları şuraya, uff öldüm yaa'' İshakcan'ı sordu. ''Abla nerde benim ki? dur tahmin edeyim; Bedirhan'ın yanında demi? Ah İshakcan ah!'' Batuhan'a baktı.
''Ya sana ne demeli küçük bey? Bari şu oyuncaklarını taşısaydın.'' Batuhan güldü.
''Çocukum ki ben anne. Eneş abim abi olduu işin o taşıdı.'' Nebahat gülmemek için zor tuttu kendini.
''Çok biliyosun sen.'' Yakup Enes seslendi.
''Annee, şunun cebine baak, badem şekerlerini doldurmuş.'' Batuhan ceplerini badem şekerleri ile doldurmuş, yanından ayırmadığı pandalı çantasına da bir paket badem şekeri koymuştu. Nebahat gözlerini kocaman açtı.
''Batuhaaaaann?'' Batuhan kaşlarını çattı, çantasını çekti.
''Yaa! Bijim bunlal. Akşam Jilanla yiycej. Şimdi ben şkobidu duu yu ijlemeye gidiyom. Şonla İnji yengemle lo'ma yapcaj. '' Batuhan çantasını arkasından sürükleyerek eve girdi.'' Nebahat:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR AŞK
Ficción General'' Asıl sen ne dediğinin farkında mısın? Kaldır kafanı bak bi etrafına! Senin yaşadığın harikalar diyarına benziyor mu? Çık şu ütopyandan! Bi bak bu topraklara, gerçekten ait olduğun dünyaya. Bak ben sana söyleyeyim olacakları ; ya ablan ölecek, ya...