2.Bölüm

2.8K 112 11
                                    



      '' Hayatını böylesine çaldığım için affet beni kardeşim! ''

     Zaman. Ah zaman! Ne çabuk geçiyordun! Seni geri alabilmenin bir formülü yok muydu? Ayaz'ın Gülsün'ü ilk gördüğü günü yok sayamaz mıyız, ya da bir aksilik olsaydı mesela yollar kapalı olsaydı Zilan gelemeseydi, Gülsün de Ayazı sevseydi ya da Ayaz Fransa'dan hiç dönmeseydi!..

     Ne kadar ihtimaller sunarsak sunalım, ne kadar dileklerde bulunursak bulunalım ya da en sert yumruklarımızla keşkelerin kapılarını çalalım, öyle bir an oluyor ki sesimizi kimseler duymuyor. Çünkü kader denen bir gerçek var. Yaşayacaklarımız, alnımızın yazısı. Biz buna hayat diyoruz. Bazen yaşamaya doyamıyoruz adını sürpriz koyuyoruz, sürprizlere doyamıyoruz adını armağan koyuyoruz. Bazen ise kilitli kapılar arkasına saklanıyoruz adını sığınak koyuyoruz. Hiç ummadığımız anda zorluklar sürpriz kılığına giriyor, sığınaklar tuzla buz oluyor buna da imtihan diyoruz.. Peki Zilan ve Ayaz neydi birbirinin hayatında imtihan mı, armağan mı? Armağanlar bir anda mı gelir yoksa imtihanlardan sonra mı?

-------

     Bugün işte bugün! Ayaz Gülsün'ün'e kavuşacaktı bugün! Yılların hasreti bitecekti, bu gece vuslat olacaktı onlar birbirine ait olacaktı, yarın Paris'e gideceklerdi ve Ayaz Eyfel'e çıkıp bağırarak Gülsün'e aşkını haykıracaktı. '' Seni seviyorum Gülsüüüüüüüüüüüüünn '' kimseler anlamayacaktı ne dediğini ama Gülsün anlayacaktı, sevinçten ağlayacaktı, Ayaz ise bir ömür yüzü gülsün diye yüreğini yollarına paspas edecekti Gülsün'ün.. Bunlar gerçekleşmesine ramak kalan hayallerdi, ta ki Zilan kapıyı açıp: '' Ablam yok '' diyene kadar!

     Evet. Gülsün yoktu. Oteli didik didik etseler de Gülsün yoktu. Ne olacaktı şimdi? Acaba başına bir şey gelmiş olabilir mi? Hekimhanlılar'ın gelini sonuçta. Rakip şirketler düğün günü Ayaz'a şantaj yapmak için karısını ya kaçırdıysa? Düşmanlığında bir raconu var gerçi, kim düğün günü düşmanının karısını kaçırmaya cesaret edebilir? Hele bir de Hekimhanlılar'ın gelinini. Ayaz ilk ihtimale öylesine yoğunlaşmıştı ki, ikinciyi bırak ihtimal vermeyi düşünmek dahi istemiyordu? '' Yok Gülsün yok kaçamazsın! Bunu kimseye yapamazsın! Öyle bir şey söz konusu dahi olamaz! iki aileyi yakamazsın!..'' diye sayıklıyordu.

İKİ SAAT ÖNCE

     Zilan'ın, lavaboya gitmek için odadan çıktığını gören Ömer, gelin odasına Gülsün'ün yanına girdi. Beş dakikaya sadece beş dakikaya ihtiyacı vardı. Gülsün bu beş dakikada ya kalbinin esiri olacaktı ya da hiçbir zaman sevmeyeceği bir adamın kalbinin esiri..

     Gülsün gelinliğini (kefenini) giymiş vaziyette gözyaşları içinde kaderine razı olmuş bir halde beklerken tuvalet aynasından Ömer'i görünce şaşkın bir halde: '' Aman Allah'ım deliyor muyum ben? Hayır hayır bu olamaz! '' diye sayıklamaya başladı. Evet, Gülsün'ün gördükleri doğruydu, Ömer gelmişti. Onca korumaya, kameraya rağmen bir yolunu bulup girmişti işte içeri. Gülsün bir anda umut ve korku karışımı ses tonuyla: ''Ömer! Ne işin var burada? Delirdin mi? Görürlerse öldürürler seni!.. '' diyerek korkulu gözlere Ömer'e baktı. Sevdiği kadını gözlerinin içine bakan Ömer:'' Ben zaten birkaç dakika sonra sen evet dediğinde öleceğim! Ben zaten sen başka bir adamın yatağında uyandığında öleceğim! Ben zaten sensizliğin adı yıllara karıştığında öleceğim! Şimdi sen söyle bana Gülsün bensiz yaşayabilecek misin? Ya burada gerekirse birbirimiz için ölürüz ya da hasretimizi çeke çeke birbirimizi öldürürüz! '' dedi.

     Ne diyebilirdi ki Gülsün bu sözler karşısında (?) Hiçbir zaman Ayaz'a umut vermemişti, defalarca Ayaz'ın gözlerinin içine baka baka Ömer'i ne kadar çok sevdiğini bile haykırmıştı. Hatta Ayaz beyliğini konuşturmuştu da Ömer'i bir güzel dövdürmüştü. Ömer ise her şeye rağmen Gülsün'den vazgeçmemişti.. Peki ya şimdi ne olacaktı? Gülsün defalarca Ömer için ölüme yürümüştü, onunla ölmek için ellerini defalarca tutmuştu. Yoktu ki ölümden bir korkusu, onların aşkı farklı bir boyut atlamıştı; hani insan birlikte olmak için ellerini tutar ya, onlar ölmek için tutuyordu birbirlerinin ellerini. Yoktu artık bu yolun dönüşü, ya birlikte olacaklardı ya da birlikte öleceklerdi..

ZOR AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin