22. Bölüm

1.2K 49 4
                                    


''Sütlaç ve tarçın aşkınA..''

     Ayaz Zilan'ın söylediği cümleye anlam veremedi.

    ''Kurtarmamız gereken evlilik? Zilan da Ayaz'ın unutmasına şaşırdı.

    ''Nasıl yani? Sakın unuttuğunu söyleme. Hele dün yaşananlardan sonra, Ayaz cidden unutmuş olamazsın demi?'' Onlara çaresizce bakan Cemşit'i gözüyle işaret etti. ''Baksana Cemşit abiye nasıl da üzgün. Üstelik en büyük suç bize aitken'' Ayaz avcunu alnına dayadı.

    ''Ah yaa! Nasıl da unuttum ben onu, bir de onların bugün evlilik yıl dönümüydü.'' Zilan sırıttı.

    ''Kiraz teyze boşamazsa eğer, evet evlilik yıl dönümleri.'' Ayaz:

    ''Yok boşamaz da, zaten boşanmalarına izin vermem. Ama şu da bi gerçek teyzemin tersi fenadır, siniri geçene kadar kök söktüreceği belli. Bana da fazla kıyamadığı için Cemşit abiye çektirecek. Hayır Vildan da gaz vermese bari. O cadının bu kadar tatlı olması hayra alamet değil, hele dünden sonra hiç değil.'' Zilan:

    ''Yani diyorsun ki Kiraz teyze ve Cemşit abi boşanmaz (?)'' Ayaz son derece kendinden emin bir halde cevap verdi.

    ''I'ı. Sıkar biraz, boşatmam.'' Zilan Ayaz'ın özgüvenine şaşırdı.

    ''O derece yani? Özgüvenine hayran kalmamak elde değil. Ama yine de dünkü yaşananları bi hatırla istersen arkadaşım he?''

BİR GÜN ÖNCE

     Kiraz'ın beyninde her şey tamamen oturmuştu, zerre şüphesi kalmamıştı. Ayaz ve Zilan'a yardım eden kesinlikle Cemşit'ti. Aksi halde Ayaz'ın nerede olduğunu bilmeden konakta o kadar rahat duramazdı. Vildan'ın gözünden akan yaşlara dayanamaz. Ne yapıp edip Ayaz'ı bulurdu. Kiraz sinirden delirmişti. Önündeki domatesi öyle bir doğramıştı ki, gören bıçakla salataya değil, zırhla kebaba doğranmış sanırdı. Cemşit Kiraz'a sevimlilik yapmak için yanına yaklaşıp, tezgahın üzerinde duran tatlının kayısısından aldı.

    ''Dadlı da ne dadlı hee, eden gibi maşşallah.'' Kiraz kocasının pişkinliğine ters ters baktı. Cemşit ikinci kayısı alırken bıçağın sapıyla eline vurdu.

    ''Daş soğ boğazaa!'' Cemşit Kiraz'dan gelen ani tepki karşısında afalladı.

    ''Ben ne eddim gi şindi Giraz'ım?'' Kiraz burnundan soluyordu.

    ''Bağa Ğiraz'ım deme! Ne ediymiş? Ne ediyin, udanmiyn deemi bizi beyle ağladırğen? Duuur, dur helee, sen şindi bişşiy anlamadığı da zöyliysiğdir.'' Kafasına vurdu. ''Ah beğim eşşek ğafam, ğız öyle ağlıyığca dudulub ğaliyn. Bi bağ şo meymenedsizin yüzüğe, bi bağ oğlan avradığı alıb ğaçiciy, bu eli ğolu bağlı oduriciğ. Hemi de Selcuğ da yoğğen. Bi de demez mi ğuzuma; ağağla avradı zabaha geliciyler diye. Ağıl mı ğaliy bende. Meğdebur seği!''

     Cemşit ne kadar dil dökse de Kiraz onu dinlemiyor, bir türlü sakinleşmiyordu. Zilan tezgahın üzerine soğumaya bıraktığı sütlaçları dolaba koymak için mutfağa girdi, Girdiğinde mutfakta soğuk savaş vardı. Kiraz sinirini alması için yine bir şeyler bulup doğramaya başlamış, Cemşit ise uzaktan onu izliyordu. Zilan Kiraz ve Cemşit'e selam verdi. Tezgahın üzerindeki sürahiyi bardağa boşaltırken Kiraz Zilan'ın eline vurdu.

    ''Nabiyin sen?'' İlk defa Kiraz'dan sert bir tepki gören Zilan şaşırdı.

    ''Beenn, şey su dolduruyordum da.'' Kiraz Zilan'ı azarladı.

ZOR AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin