''Eksiler artılara dönüşmek için vardır.''
Ayaz Zilan'ı ağlarken görünce dayanamadı.
''Zilan, güzelim iyi misin?'' Zilan'a dokununca Zilan bağırdı.
''Dokunma bana!'' Ayaz:
''Tamam sakin ol, tamam dokunmuyorum.'' Uzaktan sakinleştirmeye çalıştı. Ağlama ama olur mu? Zilan, farkında olmadan ben mi seni üzdüm? Bak eğer öyle bi şey olduysa özür dilerim.'' Zilan hiçbir şey söylemiyor, öylece ağlıyordu. Şimşeklerin çakmasıyla kulaklarını kapatınca Ayaz gök gürültüsü korkusunun olduğunu hatırladı. Zilan izin vermese de ona yavaşça dokundu. ''Zilan, bak bana hadi güzelim kaldır başını. Zilan bak ben varım hadi.'' Ayaz Zilan'ın kafasını kaldırdı. Zilan karşısında Ayaz'ı görünce ağlayarak ona sarıldı.
''Ayaz.. Ben çok korktum! Ben.. ben su içip inecektim sonra şimşekler çaktı. Şimşekler çakınca bardak düştü, kırıldı.'' Ayaz'ı ittirdi. ''Bi daha benim yüzümden cam batmasın uzak dur.'' Ayaz:
''Tamam, tamam bana cam batmasın ama sana da batmasın. Hadi gel.'' Zilan'ın elini tutup oturduğu yerden kalkmasına yardımcı oldu. ''Şimdi banyoya gidip yüzünü yıkayalım tamam mı? Ağlama güzelim, bak yanındayım. Seni böylesine korkutan şey her neyse burada başına gelmez. Ben sana bi zarar gelmesine izin verir miyim? Hadi banyoya gidelim.''
Ayaz Zilan'ın yüzünü yıkarken, bir yandan sakinleştirmeye çalıştı. ''Tamam geçti. Sadece yağmur yağacak, hem yaz yağmuru bu, üşütmez de çabucak diner.'' Yüzünü okşadı. ''Geçti tamam mı?'' Zilan korkuları geçmese de bir parça olsun sakinleşmişti. Gözlerini kapattı, titreyerek konuştu.
''Evet, iyiyim. Hıhı, iyiyim. İyi..'' Ayaz nazikçe Zilan'ın yüzünü kuruladı. Zilan gözlerini açtığında, Ayaz'ın kendisine gülümsediğini gördü.
''İyisin tabi, kötü olmanı gerektirecek bir şey yok ki.'' Zilan'ın yüzünü avuçlarının arasına aldı, başparmaklarıyla gözünden akan yaşları sildi. ''Geçti güzelim, geçti. Yanındayım, yanındayız. Hem böyle ağlamaya devam edersen bende Bedirhan gibi düşünmeye başlayacağım neredeyse.'' Zilan kardeşinin adını duyunca şaşırdı.
''Bedirhan mı?'' Ayaz:
''Bedirhan tabi. Şimdi düşününce pek te haksız sayılmaz.'' Ağlamaktan kızarmış gözlerini nazikçe okşadı. ''Hatta fazlasıyla haklı, sana bu yeşil gözler hiç yakışmadı. Baksana bir de kızarmış ve şişmişler.'' Zilan güldü.
''Ya Ayaz yaa'' Ayaz şirinlik yaptı.
''Dur bakayım, sen şimdi gülünce sanki hafiften tonu güzelleşti. Gül bakayım, daha ne kadar güzelleşecek?'' Zilan istemsizce güldü. Ayaz elini tuttu. ''Hadi bakalım aşağı iniyoruz. Perizat annemle Meryem döktürmüş.'' Odadan çıkarlarken Zilan Ayaz'ın elini bıraktı.
''Ayaz'' Ayaz:
''N'olduu?'' Zilan:
''Ben aşağı gelmek istemiyorum.'' Ayaz:
''Neden?'' Zilan:
''Şu halime bak, bu halde aşağı inmek istemiyorum.'' Ayaz inmesini istese de, daha fazla üstelemek istemedi.
''Peki, tamam inmeyelim.'' Zilan:
''Yok, sen in. Zaten inemediğim için mahcubum, bir de sen de inmezsen daha da mahcup olucam.'' Pencereden yağan yağmura baktı. ''Bak yağmur nasıl da tatlı tatlı yağmaya başladı. Hem ben yağmur sesinden korkmam ki, gök gürlediğinde böyle oluyor sadece.'' Ayaz:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR AŞK
Fiksi Umum'' Asıl sen ne dediğinin farkında mısın? Kaldır kafanı bak bi etrafına! Senin yaşadığın harikalar diyarına benziyor mu? Çık şu ütopyandan! Bi bak bu topraklara, gerçekten ait olduğun dünyaya. Bak ben sana söyleyeyim olacakları ; ya ablan ölecek, ya...
