BÖLÜM 21- DİL

448 46 11
                                    


Elimde ki zarf şu yaşıma kadar sahip olduğum en değerli şeydi benim için. Tek bir hareket. Zarfı açacağım ve içinde ki kağıdı açıp okuyacağım ve evet, artık Rafael'in yerini biliyor olacağım. Ama sorun şu ki, ben bu anı on yedi senedir bekledim. Bunun üstesinden hemen gelebilir miydim?

Bazı şeylere sahip olmak istersiniz. Mesela süper hızlı bir araba. Evet, o sizin hayalinizdir. Ve şansa bakın ki, sahip de oldunuz. Mükemmel değil mi? Peki ya hiç düşündünüz mü bu kadar hızlı bir arabanın kontrolünü nasıl elinizde tutacaksınız? Eminim ki, bunu direksiyonun başına oturana kadar planlamadınız, değil mi? Evet, bende öyle düşünmüştüm.

Yüzüme dikkatle bakan Almatch'e çevirdim başımı. Yüzümde ki ifadeyi görünce merakla kaşlarını kaldırdı.

Sonunda, "ben bunu hak etmiyorum," dedim.

Şaşkınlıkla güldü. "O da ne demek?"

Başımı tekrar ellerimin arasında duran kar beyazı zarfa çevirdim. Sessizliğim boyunca Almatch sabırla bekledi beni. Tekrar ona döndüğümde gözlerimde çaresizlik vardı. "Bana Palina'yı anlattığın gün var ya..."

Nasıl olduğunu anlayamadan hızla başını ön tarafa çevirdi. "Gercah, bize müsaade et."

Gercah başını bize çevirdi. Ona daha önce dikkat etmemiştim. Benim ki gibi siyah saçları vardı. Ellili yaşlarında olmalıydı, iri bir göbeği ve burnunun kenarında kendini çok uzaklardan bile belli edecek kocaman da bir bene sahipti. Nedense bu adamı sevmiştim. Babacan bir tavrı vardı.

Gercah, Almatch'in yüzüne sahte olduğu anlaşılan bir şaşkınlıkla baktı. "Ah, konuşuyor muydunuz, hiç duymadım efendim."

Almatch abartılı bir tavırla gözlerini devirdi. "Bizi dinlediğini biliyorum Gercah. Bu özel bir konu. Lütfen."

Gercah yağcı bir tavırla, "ah tabii efendim," dedi ve at arabasından inerken bana göz kırpınca güldüm.

Almatch onun arkasından ters ters baktı. Sonra bana döndü. Tekrar aynı konuya döneceğimizi hissedince sıkıntıyla bir nefes çektim içime. "Bak Almatch," dedim bir tutam saçımı kulak arkası yaparak. "Bu söyleyeceğimden dolayı benden nefret edebilirsin."

Gözlerini kıstı. "Anlat," dedi sadece. Bu tavrı bile beni daha çok geriyordu ama ona ne diyebilirdim ki? Haklıydı.

"Bunu kimseye söylemedim ama ben Karin'le görüştüm," deyince kaşlarının çatılıp çenesinin nasıl kasıldığını görmemek için kör olmak lazımdı. Şimdiden öfkelenmiş gibiydi ve bu benim işimi hiç de kolaylaştırmıyordu.

"Sana zarar verdi mi?" diye sorunca hemen itiraz ettim.

"Hayır, öyle bir şey değil," dedim hemen. Sonra biraz sonra anlatacaklarımdan dolayı bir an durdum. "Benden bir şey istedi," deyince Almatch duruşunu değiştirdi ve bu sefer daha da dikkat kesildi.

"Ne gibi bir şey?"

"Palina'nın yerini öğrenmem gibi mesela," dedim onun tepkisinden çekinerek.

Bu lafımdan sonra durdu bir süre. En sonunda, "Palina'nın yerini ne yapacakmış?" diye sordu. Palina'yı bu kadar sahiplenici konuşması bile beni etkiliyordu. Lafı daha fazla uzatmanın anlamı yoktu.

"Senin ona yaptığını," dedim. "Balga'yı öldürdüğün gibi o da Palina'yı öldürecekmiş."

"Yapamaz," dedi sadece. "O sarayda. Öyle bir korunuyor ki ben bile ona dokunamıyorum," derken sesinde ki acı bana bile ulaşmıştı.

Hiç düşünmeden elini tuttum. İrkilerek bana baktı. "Özür dilerim Almatch."

Açık yüreklilikle, "seni suçlayamam," dedi. "O güne kadar sana pislik gibi davrandığımı kabul ediyorum."

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin