Bölüm 42 YAS

304 42 9
                                    

Almatch yerde inlerken Helmes'e öfkeyle baktım. Ne kadar çok bu hareket yerinde olsa şu anda buna zamanımız yoktu. Hele ki Carlox'un kellesi tehlikedeyken.

Hemen eğilip Almatch'in başını dizlerime koydum.

"Yeter artık Helmes, sakin ol! En azından buradan çıkana kadar."

Helmes o an bana da patlayacak sansam da tam tersine bana hak vermiş gibi sessiz kaldı ama yine de öldürücü bakışlarını da Almatch'in üzerinden çekmedi. Almatch'in gözleri tekrar açıldığında doğrudan bana baktı.

"Palina'yı gördün mü?" diye mırıldandığında dudaklarımı sıktım. Helmes bir yumruk daha geçirse hiç de sesimi çıkarmazdım. Helmes'e baktığımda, "haksız mıymışım," dercesine bakıyordu bana.

Hiçbir şey olmamış gibi, "hadi yardım et de bana kaldıralım," dedim.

"Sen çekil," diye homurdandı yanıma gelirken ve tek bir hareketle Almatch'i ayağa kaldırdı. Almatch baygın gözlerle yalpalanırken şüpheyle Helmes'e baktım.

"Sence beyin sarsıntısı mı geçiriyor?"

Helmes de düşünceli bir tavırla Almatch'e baktı. O an Almatch'in gözleri daha da açıldı.

"Terk edildim," dedi çocuk gibi alt dudağını sarkıtarak. Helmes derin bir nefes alarak göğsünü şişirince hemen kolunu tuttum.

"Eve kadar bekle," dedim üzerine basa basa.

Beni umursamadan Almatch'e baktı. "Unutma," dedi duru bir sesle. "Bu Palina için bizi ikinci satışın Almatch."

Almatch boş boş Helmes'in yüzüne baktı öylece. Sonra da omzunu silkti. "Sevdim," dedi, "suç mu," dercesine.

Helmes öfkeli bir halde yüzüme baktı. "Eve dönünce hiçbiriniz onu elimden alamazsınız."

İki kolumu da kaldırdım. "Zevkle izleyeceğim."

Helmes iki elini de beline koyarak öfkeyle etrafa baktı. "Şimdi kardeşimi bulmamız lazım."

"O ölmedi mi?" diye sordu Almatch saf saf.

Helmes ani bir hareketle Almatch'in yakasına yapıştı.

"Ölmedi," dedi hırıltılı bir sesle. "Ama eğer onun ya da Rozzzzz'un başına senin yüzünden bir şey gelirse işte o zaman ölen sen olursun."

Helmes'in kolunu tuttum. "Helmes, tamam. Bırak," dedim diğer elimle de sırtını okşayarak. Helmes burnundan soluyarak bana bakarken gülümsedim. "Carlox'u alalım, hadi."

Helmes, Almatch'i duvara iterek bıraktı.

"İdam edilecek kölelerin saklandığı yere bakalım. En üst katta olmalı," dedi Almatch Helmes'den çekinerek. O an anlamadığım bir şekilde Helmes yine elimi sertçe tuttu ve beni zindanın dışına sürükledi. Hemen arkamızdan Almatch de geldi. Helmes elimi o kadar sert sıkıyordu kemiklerim acıyordu ama yine de bir şey diyemiyordum. Fırtına gibi hareket ediyorduk. Öyle ki Helmes'le el ele olmamıza rağmen ona yetişmek için koşmak zorunda kalıyordum.

Almatch, "bir şey söyleyeceğim siz sevgili misiniz?" diye sorunca Helmes birden durup ellerimize baktı. Ardından bana bakınca ona çekingen bir gülümseme attım. Almatch'e dönüp, "hayır tabii ki," deyince dehşetle Helmes'in yüzüne baktım ama o yüzüme bakmadan yine yürümeye başladı.

İçimden çığlıklar atarak ağlamak gelse de kendimi tuttum. Ne olursa olsun, Helmes yanımdaydı işte. Elimi tutuyordu. Bu konu, bambaşka bir konuydu. Belki de sevgili olmak ya da her neyse bunlar, Helmes'e tersti. Garip bir adamdı işte, onu anlayamıyordum.

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin