Bölüm 63 İSTASYON

240 35 1
                                    

Almatch kapıyı yumruklarken L'ehaxi ile birbirimize sıkı sıkı sarılıyorduk. Arabayı evin önüne park edip Helmes'le Fiona'nın kaldığı yere yürümüştük. Tahminlerimize göre L'ehaxi'nin babası ve ekibi gün içinde evimize baskın düzenleyeceklerdi. L'ehaxi'yi bulamayınca delirecekler ve ormanının derinliklerine kadar arama yapacaklardı. Burayı bulma ihtimalleri çok yüksekti ama biz o zamana kadar burayı terk edip Dünya'ya gidersek sorun kalmayacaktı.

Helmes kapıyı açtığında Almatch tekrardan bizi takip eden var mı diye arkasına bakarken L'ehaxi ile beni evin içine ittirdi. Helmes'in gözünden Almatch'in telaşlı hali kaçmamıştı. Ne oluyor dercesine baktı.

Oero ve Carlox da içerideydi. Bizi görünce  ayaklandılar. Fiona yine uyuyordu.Hepsinin yüzüne tek tek baktım.

"L'ehaxi'yi kaçırdık, "dedim sonunda.

Helmes'in yüzü değişti. "Ne yaptınız? Ne yaptınız?"

                                                                                       ***

Helmes, Almatch'le beni bahçeye çağırdı.

Almatch'le beş adım aralıklarla yan yana dururken Helmes karşımızda öfkeyle gidip geliyordu.

"Anlamıyorum. Sanki içinde bulunduğumuz tehlikeden habersizmiş gibi davranıyorsunuz. Elimizde ki tek sığınağı bile ateşe attığınıza inanamıyorum," dedi ve bir an durdu Helmes. Gözleri daldı. Ona merakla bakarken bir anda Almatch'le şaşkınca bakıştık. Sonra Helmes bu sefer daha da şiddetli bir şekilde konuşmaya başladı. "Yüce Tanrı'lar adına, tek sığınak!" dedi neredeyse gözleri yerinden fırlamışçasına.

Dudağımı ısırdım ürkekçe. Onu hiç böyle sinirli görmemiştim. Tekrardan bize döndüğünde gözlerinin grisinin, alevlerin dumanlarına benzediğine yemin edebilirdim.

"Kahretsin Rozzz. Tek sığınağımız, evimiz," dedi sonsuz bir çaresizlikle. Önünde iyice ezilip büzüldüm. En son isteyeceğim şey, Helmes'in çaresiz olmasıydı.

Öfkeyle nefes nefese kaldığı esnada yanımda ki Almatch'in rahat bir tavırla, "çok abartmıyor musun?" dediğini duydum. O an onu boğabilirdim.

Helmes ona baktı kaşlarını kaldırıp dudaklarını aralayarak ve ardından hiç zaman kaybetmeden gülmeye başladı. Ciddi anlamda. Deli gibi gülmeye başladı. Boynunda ki damarlar kızarmış teninin altından kendini belli etti. Ondan hiç bu kadar korkmamıştım. Gözlerinden gülmekten yaşlar geldiği esnada sustu ve şaşkınlıkla kendini işaret etti.

"Abartıyor muyum? Ben mi abartıyorum?" dedi korkunç bir gülümsemeyle. Sonradan yüzünün aldığı hal tamamen değişti, ciddileşti. Araya girmek zorunda hissettim kendimi.

"Helmes, bir cadıya ihtiyacımız vardı. L'ehaxi bize yardım edebilecek tek kişi ve Almatch o anda tek doğru olan şeyi yaptı."

"Onu mu koruyorsun?" diye sordu hayretle.

"Kimseyi korumuyorum Helmes," dedim üzerine basa basa. "Zaten bu gece gidiyoruz."

Evi işaret etti öfkeyle. "Bu kadar geri zekalı mısınız gerçekten? Fiona hala bu evde! Kaç tane daha sığınak var sanıyorsunuz?"

Tepem attı ama Helmes'i de daha fazla kızdırmak istemiyordum çünkü şu an ağzından çıkanlardan onun da haberi yoktu. "Ona biz gidene kadar başka bir yer buluruz."

"İyi," dedi bağırarak. "Çok zekiysen sen yer ayarla o zaman."

"Helmes sakin ol," dedim büyük bir sabırla.

"Bir düşmanın kızını burnumun dibine kadar soktunuz. Bunun sakin olunacak bir tarafı yok."

Almatch hemen lafa girdi. "L'ehaxi, babası gibi değil Helmes."

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin