BÖLÜM 12- İTİRAF

481 51 14
                                    

Gri gözler, yeşil gözlere sabitlendi.

Ve zaman durdu...

İki dudak da birbirine kavuşmak için aralanırken Carlox'un benden daha heyecanlı olduğunu fark etmem hiç zor olmadı. Kalp atışlarını sanki bana aitmiş gibi çok net duyabiliyordum.

Durmayacaktı, biliyordum.

Ve bir ses, bir kurtarıcı misali en zor anımda yetişti.

"Carlox!"

Gri gözler öfkeyle kapandı ama benden uzaklaşma adına da bir şey yapmadı. Aynı ses tekrar duyuldu.

"Carlox?"

Carlox ne kadar çok bu anı bozmak istemese de, ben geriye adım atınca hafif sinirli bir tonda konuştu.

"Buraya gel, Rose."

An bozulmuştu. Bana "Rose" demişti, "Rozz," değil.

"Biri sana sesleniyor, Carlox," dedim onun adına üzülürken.

"Biliyorum, duymazlıktan gelsen olmaz mıydı? "dedi gerçekçi olan üzgün bir tavırla.

Buraya gelmeden önce ki halime geri döndüm.

"Bana sakın emir verme, Carlox," dedim sert bir sesle.

Tam cevap vereceği sırada sesin sahibi beyaz önlüklü kadın yanımıza geldi.

"Carlox... Burada ne işin var?"

Carlox karşısında ki kadına bakarken demin yapmak üzere olacağımız şeyden olsa gerek kıpkırmızıydı.

"Denzy, ee, merhaba... Burada çalıştığını bilmiyordum," diye kekeledi. Gözlerimi devirdim. Henüz öpüsmemiştik bile.

"Okulun revirindeyim artık," dedi kadın ve bir an sustu. Ben ise onlara bakmadan normal şartlarda ayağıma geçirmeyeceğim ayakkabılarıma bakıyordum dalgın dalgın.

"Hey, merhaba. Sen, osun değil mi?"

Başımı kaldırmadan ayaklarımı yerde sürtüyordum. Bana demiş olamazdı. Burada Silvayta'dan başka bir kadın tanımıyordum.

"Rose," dedi Carlox bir tepki vermemi isteyerek.

Başımı şaşkınca kaldırdım. Bana yanında ki kadını işaret ediyordu.

Başımı çevirince mavi saçlı, iri gözlü bir kadın bana kibarca gülümsüyordu. Garipti ama tanıdık geliyordu.

"Pardon... siz?"

"Ah tanışmadık tabii. Pardon," dedi baş parmağını kanca yaparak. Ona tuhaf tuhaf baktım. Hayır, bu insanlarla böyle selamlaşmayacaktım.

Tüm dişlerimi gösterip gülümseyerek elimi ona uzattım. "Daha iyi bir fikrim var. Buna ne dersin?"

Kadın hafif bir şaşkınlıkla gülerek Carlox'a baktı. Carlox ise ne olduğunu anlamadığını gösterircesine omuzlarını kaldırıp indirdi. Kadının saçlarıyla aynı renkte olan gözleri ışıl ışıldı. Ne yapacağını şaşırmış bir şekilde işaret parmağını bana yaklaştırınca elini kavradım. "Şöyle yapacaksın," diyerek ince elini açtım ve kendi elimin üzerine koydum. Eli gevşek dururken elini hafifçe sıkıp salladım.

"İşte, bu kadar," dedim gülümseyerek.

Kadın beni bozmamak için olsa gerek zorla da olsa gülümsedi. "İlginçmiş gerçekten."

Ona asıl onun yaptığının ilginç olduğunu söylememek için dilimi ısırmak zorunda kaldım. Carlox hemen araya girdi.

"Denzy aramızda kalsın ama Rose..." derken durup bir an bana baktı. Sanki söyleyiple söylememek arasında kalmış gibiydi. Sonra bir anda karar vererek tekrar Denzy'e döndü."Rose, Fararji'nin kızı."

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin