Bölüm 36 SARAY

341 39 10
                                    

Köprünün çıkışından sonra büyük bir kalabalığın içinde bulduk kendimizi. Kuzey Kutbuna göre burada insanlar geç saatlere kadar dışarıda kalabiliyordu. Herkes koşuşturma halindeydi. Üzerlerinde pelerinler vardı. Bir kısmının ise bedeni ile yerin arasında iki santimlik boşluk vardı. Havada yürüyorlardı resmen. Gördüğüm manzara karşısında arkama daha da yaslandım.

"Endişelenme," diyen L'ehaxi'ye baktım. Yüzümü inceliyordu. Ona baktım buğulu gözlerle. Dudaklarımı yaladım.

"Babam," dedim. "Onların arasında büyüdü. Benim memleketim burası. Vatanım bura."

L'ehaxi'nin dudaklarında silik bir gülümseme oluştu. "O zaman evine hoş geldin."

Bir süre sonra L'ehaxi ile özellikle kalabalıktan sıyrıldık. Ara sokaklara girdiğimiz esnada Almatch ve Carlox saklandıkları yerden başlarını çıkardılar.

Almatch'in yüzü bembeyazdı. Hayretle etrafına baktı.

"Almatch iyi misin?" diye sormak zorunda kaldım. Zorlanarak başını salladı.

"Hep bu anı bekledim."

L'ehaxi'nin öfkeyle iç çektiğini fark ettim. Ona baktım göz ucuyla. Almatch'den hoşlandığı o kadar belliydi ki ama onu sevgilisi Palina'nın yanına götürüyordu. Gerçekten hayat bazen çok ironikti.

Bir yol ayrımına yaklaştığımız esnada Carlox L'ehaxi'ye durmasını söyledi. Bizi saraya sokacak gardiyanla iletişim kuracaktı.

Carlox arabadan inince sessizce bekledik. İki dakika geçmeden geri döndü. Sarayın arka cephesinden yol alacağımızı söyledi. Sarayın etrafı büyük bir koruma alanı içindeydi.

Yaklaştıkça babamın yaşadığı yeri, sarayı gördüm. Gri soluk renkteydi. Her yeri neredeyse pencereydi ve pencereler uzundu. Buradan bakınca saray, Helmes' in evinden bile büyüktü.

Arka cepheye geçerken Almatch hayranlıkla sarayın duvarlarına baktı. Gözlerinde özlem vardı. Carlox'a baktım. Ama onun bakışlarından bir şey anlamak imkansızdı. Tamamen işine odaklanmış bir haldeydi.

Biz L'ehaxi ile en arkadaydık. Çok garipti ama soğuk kanlı olan L'ehaxi'nin bile titrediğini fark ettim.

Bir süre sonra elini kaldırarak durdurdu bizi Carlox. Çok geçmeden yanımıza başı bandajlı yanık tenli bir adam geldi. Dibimize kadar gelmesine rağmen yüzümüze bile bakmadı.
Carlox, "buradayız Hasiba," deyince anladım. Adam kördü ama Carlox'u sesinden tanımış gibi görünüyordu. Onu duyunca hemen yüzü aydınlandı, gözleri parladı. İki kolunu da açıp şen bir sesle, "dostum Carlox," dedi.

Carlox hemen adama sarıldı.

"Hiç değişmemişsin Hasiba." Sonra da bize bakıp açıklama yapma gereği duydu. "Hasiba, bizim sarayda ki son zamanlarımızda tek dostumuzdu. Yanımızda olan tek insandı. "

Hasiba'ya bakıp kibarca gülümsedim ama sonra bunun çok anlamsız olduğunu fark ettim. Beni göremezdi.

Almatch elini Hasiba'nın omuzuna koydu.

"Yıllar sana çok cömert davranmış Hasiba."

Hasiba'nın düz bakışlarına tezat oluşturarak kaşları çatıldı.

"Almatch," dedi inanamayarak. "Demek hala hayattasın ha? En son buralardan giderken yaşama bile öfkeliydin. Şu ana kadar çoktan intihar edersin sanmıştım. "

L'ehaxi ile Almatch'e baktık sorgularcasına. Almatch'in yüzünde ise koca bir gülümseme vardı.

"Kıyamete kadar yaşamaya niyetliyim Hasiba."

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin