Bölüm 37 İHANET

281 42 9
                                    

Sanki koca bir metal yığını sertçe yere fırlatılmıştı. Gözlerimi açtım. Çok geçmeden herkesin kaldığı hücrenin demir kapılarına sırayla vurulduğunu fark ettim. Sanırım uyanma vakti gelmişti. Yatakta doğrulup doğrulmaz belime bıçak saplanmışçasına keskin bir ağrı fark ettim. Bir elimi belime götürürken acıyla yüzümü buruşturdum.

Yatak uzaktan yatak gibi dursa da bir beton parçasından farkı yoktu. Kendime gelir gelmez telaşla yeşil peruğu kafama taktım. O sırada kapı açıldı ve üniformalı bir kadın sorgularcasına bana baktı ve kendi dilinde bir şeyler söyleyip gitti. Kapıyı açık bıraktığı için minnettar oldum ve hemen kapıya yürüdüm. Hücrelerinden çıkan diğer kızlarında aynı yere yürüdüğünü fark ettim.

Birini durdurdum.

"Nereye gidiyoruz?"

Uzaylıymışım gibi baktı bana. Ya da zaten onun gibi bir şeydim.

"Kahvaltıya," dedi bir akıl hastasına laf anlatmaya çalışırcasına.

Başımı salladım ve kalabalığı takip etmeye başladım. Belki kahvaltıda L'ehaxi ya da Almatch'i görebilirdim. Yani şuanda tek umudum buydu.

Kahvaltı sırasına girince kahvaltısını alanlardan dün ki gibi tatsız pürelerin dağıtıldığını fark ettim ve hemen sıradan çıktım. O püreleri yiyeceğime aç kalırdım daha iyiydi. Yemekhanenin ortasına geçince büyük beyaz bir perdeyle bir alandan ayrıldığımızı fark etmem uzun sürmedi. Etrafı kontrol eder etmez perdeye yaklaştım. Belki de perdenin arkasında erkekler vardı. Almatch'i bulabilirdim. Herhalde bu kadar zamandır Palina'nın yanında değildi. Yakalanma ihtimalini düşünemiyordum bile.

Perdeye yaklaştım ve duvarla arasında ki açıklıktan içeri baktım. Burada da kızlar vardı. Sanırım L'ehaxi'nin grubuydu bu. Hevesle başımı biraz daha içeri soktum. Kızıl bir baş hemen dikkatimi çekti. Kalbim hızlı hızlı atmaya başladı.

Bu, L'ehaxi idi.

Tam bir adım attığım esnada karşımda bir kadın belirdi. "Senin burada ne işin var? Neden grubunda değilsin?" Neyse ki ingilizce konuşuyordu. Bir iç çektim.

"Arkadaşım burada. Onu görmeye geldim."

Kadının gözlerinin öfkeyle hemen büyüdüğünü fark ettim. "Senin burada arkadaşın falan olamaz, çabuk gurubuna!" diye bağırınca grupta ki kızların hepsi başını kaldırıp bize baktı. Tabii L'ehaxi de. Elinde ki kaşıkla donduğunu fark ettim. İnanamayarak bana bakıyordu.

Ona yalvarırcasına baktım. Sana ihtiyacım var L'ehaxi.

Hemen başını eğdi ve tatsız püreleri neredeyse iştahla yemeye başladı. Kadın ise beni iteleyerek dışarı çıkardı. Hayal kırıklığıyla L'ehaxi ile aramızda olan perdeye baktım.

"L'ehaxi," diye fısıldadım ağlamaklı bir tavırla.

Carlox'u kurtarmamız lazım.

Çaresizce yemekhanede ki masalardan birine geçtim. On dakika içinde de hepimizi dışarıya çıkardılar. Bir arazideydik şimdi. Hepimizin eline tek tek gümüş renklerinde bir sopa verildi. Herkes ne yapacağını biliyor gibiydi. Hepsine merakla baktım tek tek. Islık çalınınca herkes bir yere yayıldı ve gümüş sopayı toprağa sokup döndürmeye başladılar. Ben de aynı şekilde onları izleyerek çevirmeye başladım. Çok geçmeden sağ tarafımda bir hareketlilik fark edince başımı kaldırdım. Gelenler bir erkek grubuydu. Elimde ki sopayla durdum ve erkeklerin yüzünü tek tek inceledim. Almatch'in en arkada olduğunu fark edince neredeyse sopayı düşürüyordum. Bir nöbetçi kadın bağırınca hemen kendime geldim ve başımı çevirip işimle ilgileniyormuş gibi davrandım.

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin