Bölüm 38 İDAM

287 40 3
                                    

Rutubetli zindana atıldım.

Kafamı boş duvarlara dayadım, parmaklarım zindanın demirlerini sardı.

Yalnızdım, aldatılmıştım.

Burnumu çektim. Belki ne Carlox'u, ne babamı ne de Helmes'i bir daha göremeyecektim. Peki niye kendimi ateşe atmıştım? Kaderin varlığına bile inanmayan ben şimdi buna inanıyor muydum?

Peki ya bir Tanrı tanımazken annemin Tanrıça olduğuna iddia edilmesine ne demeli?

İçimi en çok da kanatan bu zaten. Bu soruların cevabını alamadan kellem kesilip atılacaktı ve ben bu hayata niçin, nasıl geldiğimi öğrenemeden gidecektim.

Bir ses duyunca oturduğum yerde irkildim ve yorgun gözlerle etrafıma bakındım ama kimseyi göremedim. Tekrar gözlerimi yumacağım bir esnada o tanık ses kulaklarıma ulaştı.

"Rose?"

Gözlerim hayretle büyüdü. Hemen kalktım. "L'ehaxi senin burada ne işin var?"

Hızlıca demir parmaklıklara koştu. Konuşmadan yüzüme baktı bir süre. Sonunda tek söylediği şey, "neden yaptın?"oldu.

Tekrar etrafa baktım. Görünürde kimse yoktu. "Hemen git buradan," dedim. "Yakalanırsan geri dönüşü yok."

"Neden, dedim," dedi bu sefer daha sert bir sesle.

"Öyle olması gerekiyordu," dedim sonunda.

"Senin intihar etmen için mi bu kadar badireler atlattık?" derken ellerinin öfkeyle titrediğini fark etmem zor olmadı. Benden cevap gelmeyince bu sefer yakalanmayı umursamayarak demir parmaklıkları sertçe salladı. "Cevap ver!"

L'ehaxi'nin yakalanacağına olan korkumdan hemen etrafa bakıp L'ehaxi'nin bileklerini tutup onu durdurdum. "Tamam, kes şunu," dedim. Sert bakışları altında gözlerimi yumup açtım. "Carlox idama gidiyor."

Gözlerini bir iki kere kırptı. "Onun için miydi yani?"

Sence dercesine baktım.

"Ama neden Rose? Bir çaresini bulurduk."

"Hayır, bulamazdık," dedim hemen. "Bir çare falan bulamazdık."

"Bulurduk," dedi en az benim kadar sert bir sesle. "Hiç olmazsa Almatch'le konuşurduk."

İstemsiz güldüm.

"Ne var?" dedi sertçe.

"Onun Palina'dan başka düşündüğü şey yok."

"Nasıl yani?" L'ehaxi'nin bunu derken bildiği bir gerçekten kaçmaya çalıştığı çok aşikardı. Parmaklıklar arasından ellerini tuttum. Şaşkınlıkla bana bakakaldı.

"Onunki artık takıntı olmuş. Kimse için hayatını ziyan etme L'ehaxi. Vaktin varken kaç kurtar kendini."

"Yapamam,"dedi ağlamaklı bir halde.

"Yaparsın," dedim emin bir sesle. "Lütfen L'ehaxi. Benim yüzümden bir başkasına daha zarar gelsin istemiyorum."

"Bunu benden nasıl istersin?" dedi dudakları titrerken. "Sizi burada esir bırakıp nasıl giderim?"

"Gideceksin L'ehaxi."

Bir süre sessiz kaldı. Başını eğdi. Sonunda, "Vaha'ya sözüm var. Ona babasının kolyesini vermem lazım," dedi.

"Tamam ama ondan sonra gideceksin L'ehaxi. Bana söz ver."

Başını acıyla aşağı yukarı salladı. "Gideceğim," dedi çatallaşmış bir sesle.

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin