Eşyalarımı topladığım gibi Zeynep'in odasına geçmiştim. Evet bunun için resepsiyon ile biraz tartışmıştık. Ama sonuçta baktıkları zaman aynı şirket adına tutulmuş odalardı. İstediğim yerde kalabilirdim onlara ne?
Son çare Zeynep'i arayıp resepsiyon ile görüştürmüştüm. Sonrada odaya geçip yerleşmiştim. Akşam Zeynep yemek saati geldi. Ama ben zaten odaya bir şeyler söylemiştim.
— Kuzum ne oldu öyle? Sen gittin arkanda dolu bir silah bıraktın. Emir de korkusundan otele döndü. Olan Kenan'la bana oldu. Bütün gün esti gürledi adam.
— Bana Demir deme tamam mı. Allah'ın odunu. Gıcık ya gıcık. Evlenme teklif etmese olmaz mıymış? Bakar mısın?
— Canım sen değil miydin evlenmem diyen?
— Yahu başından beri bana sormadı ki? Yok annemlerle tanış ben annenlerle tanışayım insan bi sorar be. Yüzük falan istemiyorum inan sadece sorsa yeter. İlerde çocuklarıma ne diyeceğim ben, dedim ağlayarak.
— Nermin, kızım sen kafanı çok sert mi vurdun acaba? Sen böyle şeylerden nefret edersin. Üstelik çocuk da değil çocuklar yani çoğul. Ne oluyor kuzum.
— Ne bileyim reglim yakın galiba saçmalıyorum. Ama evlilik teklifi konusunda ciddiyim. Teklif yoksa ben de yokum.
— O derece diyorsun.
— Evet ve bu gece buradayım.
— Canım başımla beraber de senin oduncuk izin vermez. Birazdan damlar ve seni aldığı gibi gider.
— O biraz zor canım o biraz zor. Bende Nermin isem eğer bu gece burada kalacağım yarında siz toplanırken akşam bulduğum ilk uçakla evime döneceğim. Yeter.
— Sen öyle diyorsan öyledir, dedi.
Sanki bütün gün bir deliyle uğraştım seni de üzerime sıçratamam der gibi bir hali vardı.
Biraz sonra konuşmalarımız duyulmuş gibi dan dan kapı çalındı. Bildiğin alacaklı gibi çalıyordu kapı. Gelenin kim olduğunu anlamak için müneccim olmaya gerek yoktu.
Zeynep çekinerek kapıyı açtı. Gözlerinden alev çıkan bir Demir görünce yiğitliğin gerektirdiğini yapıp Kenan'ın odasına kaçtı ve beni Hulk'la baş başa bıraktı.
— Burada ne işin var?, diye geleneksel kükredi. Ulan bir kerede sakin sor dişimi kıracağım.
— Bana hesap soramazsın.
— Sana bir soru sordum.
— Bende soramazsın dedim.
— Nermin hem suçlusun hem güçlü. Aslını ağlamakla bastırma. Hata yapan sensin. O herifin inine gittin.
— Ben kimsenin inine falan gitmedim. Kamuya açık alanda yapılan bir sergiyi kardeşin gezerken eşlik ettim.
— Gezdiğin sergi kimin sergisiydi acaba?
— Benim ve Akın'ın.
— Ama sergi mekanın parasını o barzo ödediğine göre onun sergisi sayılır.
— Hayır o sadece sponsor.
— Ayy Nermin yeter ya neyi tartışıyoruz biz burada Allak aşkına. Konuyu saptırma.
— Ne be biz içeri girerken o dışarı çıkıyordu. Emir'de merak ediyorum deyince aldım götürdüm. Zaten çok değil beş on dakikalık bir mevzu.
— Çıkarken gelmiş o barzo. Seninle de konuşmuş onu ne yapacağız.
— Abartıyorsun Demir. Alt tarafı selamlaştık ne var bunda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Aşk (#Tamamlandı)
General Fiction1. Hikaye İş dünyasının Demir Leydi'si Nermin Soysal. 32 yaşında başarılı bir mimar. Arkan Holding'in baş mimarı. Bu yaşına kadar hiç aşık olmamış. Aşktan hep uzak durmuş. İş dünyasında disiplin abidesi, özel hayatında ele avuca sığmayan bir sers...