Demir'in peşimden geldiğinin farkındaydım ama hiç oralı olmadım. Hak edene hak ettiği dersi verdiğim için içim gayet rahattı çünkü. Demir yanıma gelip elini belime koydu, Gözde ve Cenk'e dönüp;
-- Tebrik ederim Allah bir yastıkta kocatsın mutluluğunuz daim olsun, dedi ve elime bir kutu tutuşturdu. Kutuyu açtım içinden çok şık bir su yolu pırlanta bileklik çıktı. Sanırım bunu Gözde'ye takacaktım. Ben zaten hediyemi yapmıştım. Anlamaz gözlerle yüzüne bakınca kulağıma eğildi;
— Ben mi takacağım? Senin arkadaşın. Tak şunu da seninle daha işim bitmedi, dedi.
Bilekliği Gözde'ye taktım. Gözde her ikimize de teşekkür etti.
O arada çantamdan ikisine takım aldığım arkalarında bugünün tarihi ve isimlerinin yazdığı saatleri çıkarttım. Ama takmadım. Takı kesesine bıraktım. Gözde'nin ne zamandır o saatlerden istediğini biliyordum.Takı faslımız bittikten sonra Demir;
-- İzin verirseniz bu güzel nedimeyi bir kaç dakikalığına çalacağım, dedi ve kimsenin bir şey söylemesine izin vermeden beni hızla çekiştirdi. Ne olduğunu anlamamıştım ama salonun dışına sürüklemişti beni.
-- Sesini bile çıkartma rezil olmayalım, dedi ve asansöre bindirdi. Üçüncü kata çıktık. Odalardan birinin önünde durdu kapıyı açtı beni içeri soktu. Önce ne olduğunu anlamadım. Sonra çantasını ve eşyalarını görünce onun odasında olduğumuzu anladım. Ama neden oda tutmuştu onu anlayamadım;
-- Merakın gözlerinden okunuyor. Akşam işim geç bitti. Eve gitmeye halim kalmayınca sabah iki iki iş olmasın diye bu otele geldim.Yani geldiğinizden beri buradaydım. Gelin arabası geldiğinde lobideydim. Ön koltuktan indin olur dedim kendi kendime. Sonra adam seni kolundan tuttu yanına çekti elini beline koydu otele öyle girdiniz. Kahkahalarınız oteli inletti, beni fark etmedin bile. Asansöre binip yukarı çıktınız. Yine yanınıza gelmedim. Aramadım, rahatsız etmedim. Sonra bahçeye çıktınız. (Bütün gün bizi takip etmiş. Takip edeceğine yanımıza gelseydi şu anda bu şekilde olmazdık) Elbiseni göremedim ama o benden önce görmüştü sanırım. Sen üşüyünce orada başka bayanlarda olmasına rağmen adam geldi sana sarıldı. Kulağına bir şeyler söyledi sen de gülümsedin. Ben yine ortaya çıkmadım, sabrettim. Arar dedim, arkadaşıdır dedim. Kendimi frenledim. Gelin odasının kapısına geldiğimde zaten içim içime sığmıyordu. Biraz damarına basayım dedim dayanamadın hemen tırnaklarını çıkarttın. (Ne yapayım sayende Hazal ismine alerjim var) Ben yine bir şey demedim. Taa ki yavşak seni dansa kaldırana kadar. Masaya oturana kadar ki halinizi söylemiyorum dikkat edersen. Salondakiler bir sonra ki düğünün sizi olacağını düşünmüşlerdir bence. Bu arada dikkat edersen hala sakinim açıklama yapmanı bekliyorum.
Aman ne sakin ne sakin. Yüzü neredeyse mosmor. Boynunda ki damar tık tık atıyor. Dudakları dümdüz sakinmiş!!! Pabucumun sakini. Önce derin bir nefes aldım. Çünkü bu aldığım son nefes olabilir. Tadını çıkartayım;
-- Demir bak tamamen yanlış anlamışsın. Biz Savaş'la küstük bugün barıştık. O yüzden biraz samimi geldik sana, dedim ve gülümsedim her şeyi açıkladığımı düşünerek..
-- Neden küstünüz?, diye sordu. Tüm dürüstlüğümle cevapladım;
-- Yarışta bilmeden rakip olmuştuk. Kafamızda kasklarla birbirimize girdik. Kasklar çıkınca da pek hoş olmadı işte. Nişanda biraz bi konuşur gibi olduk. Bugün arabada buzları kırdık ondan yani, dedim gayet sakin...
-- Kavga etseniz ne olacak arkadaşlar arasında olur böyle şeyler, diye sorunca aynı dürüstlükle devam ettim;
-- Şey biz o zaman hafif işte böyle flört gibiydik yani, dedim sesim içime kaçtı. İlk defa Demir'den korktum. Geri geri gitmeye başladım. Olduğu yerden kıpırdamıyordu ama her an avının üzerine atlayacak bir aslan canlanıyordu gözümde ona bakınca. O aslansa avda ben oluyordum. Of Nermin büyük s.çtın. Adama ettiğin kelama bak. Zaten sabahtan beri bilenmiş bilenmiş sana gelmiş sen de yangına körükle git...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Aşk (#Tamamlandı)
Ficción General1. Hikaye İş dünyasının Demir Leydi'si Nermin Soysal. 32 yaşında başarılı bir mimar. Arkan Holding'in baş mimarı. Bu yaşına kadar hiç aşık olmamış. Aşktan hep uzak durmuş. İş dünyasında disiplin abidesi, özel hayatında ele avuca sığmayan bir sers...