39. BÖLÜM

16.4K 1.1K 108
                                    

Çalışma odasından çıkınca Berzan beni yukarıda başka bir odaya yönlendirdi. Sanırım kendi odasıydı. Kapıyı hırsla kapattı;

— Anladık asisin, serserisin, dik başlısın, sivri dillisin ama anneme diklenmek ne oluyor Nermin? Kaç yaşında kadın. Buraların hanım ağası sen ne yaptığını sanıyorsun?

— Ooo Berzan Ağam hoş geldin. İşte benim anlatmaya çalıştığımı kendin anladın. Ben buralara uymam buralarda bana uymaz. Anlamadığım nokta üç saniyede haber sana nasıl ulaştı. Hizmetliler mi? Sende gözü olan kuzenler mi? Yoksa annen mi?

— Kim olduğu önemli değil. Önemli yolan misafir olduğun evde yaptığın terbiyesizlik.

— Annenin misafirine davranışı normal yani.

— Doğru demiyorum ama senin davranışını hak edecek kadar değil diyorum.

— Hımm şöyle yapalım ben Akın ve ailesinden özür dileyip İstanbul'a döneyim siz de nişanı yapar dönersiniz. Fuara kadar da gözüne gözükmem sonra zaten herkes kendi yoluna.

— Nermin çocuklaşma. Beraber gidelim annemden özür dileyip elini öp olay tatlıya bağlansın. Kırgınlık olmasın.

— Berzan birincisi ben özür dilenecek bir şey yapmadım. Sakin bir sesle açıklama yaptım. Terbiyesizliği yapan annendi. İkincisi kırgınlık olsa ne olacak ben kimim çok mu önemli? Üçüncüsü annene söyle ben zaten sana gelin olmaya niyetli değilim. Son söylediğimi söyleyince zaten ortada özür dilenecek bir mevzuda kalamaz.

— Yani diyorsun ki annem seni kız arkadaşım sandığı için bu kadar gerginlik oldu.

— Aynen. Bak benim nişanlı olduğumu söyle işler nasıl tatlıya bağlanacak.

— Hayır.

— Neye hayır.

— Ben senin nişanlı olduğunu söyleyemem. Ben seni başkasına yar edemem.

— Berzan yeter bu mevzu çok uzadı. Ben artık geri dönmek istiyorum. Fuarınıza da size de başlarım.

— Eee yeter be ne istersen onu yap. Sıkışınca hemen kaç. Gitmek istiyorsan işte kapı güle güle. Ama hiçkimse gitmen için yardımcı olmaz bunu bil. Kendi bildiğini oku, başının çaresine bak bana ne. Çocuk değilsin. Mantıklı düşünsen yaptığının yanlış olduğunu kendin de görürüsün. Bana ders vermek, tezini savunmak adına  çevremi kırma. Senin derdin benimle, onların bir suçu yok, dedi.

Konuşurken ikimizde resmen kükrüyorduk, birbirimize üstünlük sağlamaya çalışıyorduk. Ben;

— Bitti mi?, diye sorunca kafasını yukarı aşağı sallayıp ellerini iki yana açtı daha ne diyebilirim der gibi. Bunun üzerine bende derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim;

— İyi o zaman ben odamdayım, dedim ve kapıya gittim. Çünkü sinirlendikçe sinirleniyorduk. Ama bir arpa boyu yol katedemiyorduk.

O sinirle odadan çıkarken kapıyı tüm hırsımla açtım. Kapı büyük bir gürültüyle duvara çarptı. Hem yüksek sesle tartışmamız hem de kapının duvara çarpmasıyla çıkan büyük gürültü konağı inletmişti. Sonuç ben odadan çıktığımda herkes bulunduğu yerden dışarı fırlamış soran gözlerle odaya bakıyordu. Annesi ile göz göze geldim. Yanına gittim elini öptüm. "Sabahki terbiyesizliğim için özür dilerim",dedim ve ekledim;

— Benim oğlunuzda gözüm yok, bu konağa gelin gelme gibi bir niyetim hiç yok. İçiniz rahat olsun.

Kadıncağızın şaşkınlıktan gözleri kocaman açıldı. Odada kıyamet kopmuş yer yerinden oynamıştı. Şimdi ben hiç bir şey olmamış gibi gayet sakin elini öpüp özür diliyordum.

Geç Gelen Aşk (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin