28. BÖLÜM

16.7K 1.1K 126
                                    

Gece birbirimize sıkı sıkı sarılarak uyumuştuk. Sabah yine erkenden uyanmış kocişini işe yollayacak yeni gelin gibi kahvaltı hazırlamaya koşmuştum. Sanırım bu adam beni evinin kadını çocuklarının anası yapacaktı. Ben ki bu yaşına kadar mutfağın kapısından geçmemiştim şimdi kalkmış ikidir kahvaltı hazırlamaya çalışıyordum.

Demir benden sonra aşağıya indi yine her zamanki gibi bana sarıldı, şakağıma öpücük bıraktı ve mutfağın yönetimini ele aldı. Ben sadece sofraya koyduklarını tırtıklayarak yardımcı oldum.

Dün akşam aldığım kararla enseyi karartmadan neşe içinde kahvaltı ettim. Saat sekiz buçuk gibi mutfağı beraber topladık. (Babamın rüyasında görse hayra yormayacağı hareketler bunlar.) O yukarı hazırlanmaya çıktı bende maillerimi kontrol etmeye başladım.

Yavaş yavaş hazırlanmış bir şekilde merdivenlerden aşağıya inmeye başladı. Kot pantolon giymişti, üzerine de ona çok yakışan krem rengi bir kazak geçirmişti. İçim gitti. Onu o halde o karının yanına göndermeyi hiç ama hiç istemiyordum ama Gözde'nin de dediği gibi sakin olmalıydım. Fevri hareket ederek hem onu hem kendimi yıpratmamalıydım.

Boynuna sarıldım kocaman bir öpücük verdim;

-- Bekliyorum. Gelmeden önce ara hazırlanayım hemen çıkalım vakit kaybetmeyelim,dedim.

Tekrar öptü;

-- Yanımda olduğunu bilmek güzel, her ihtimale karşı yedek anahtarları sana bırakıyorum. İhtiyacın olmayacak ama olursa buradalar, diye ayakkabılığın üzerini gösterdi, sonra da kapıyı çekip gitti.

Yerimde duramıyordum. Önce bahçeye çıktım, üşüdüm içeri girdim. Evin salonunda bir aşağı bir yukarı dolanmaya başladım. Gözde'ye mesaj attım. Cevap gelmedi. WhatsApptan yamaççılara mesaj attım. "Gelemiyorum" hemen cevap geldi. "Aaaa neden ama?" Hasan devam etti. "Kaskın içine girmenin elli yolunu buldum canooo bekliyorum. Mazeret kabul etmiyoruz" Biz böyle goygoy yaparken telefonuma bir mesaj geldi: "Güzelim planlarda bir değişiklik oldu. Bozburun'a Hazal ile gidiyorum. Önemli bir görüşme ayarlamış. Gelince hepsini anlatacağım"

Mesajı algılamak için beş kere falan okumam gerekti. Beni burada sap gibi tek başıma bırakmış çekip gitmişti..

Sinirden kafamı toparlayamıyordum. Bir şeyler yapmalıydım. Yoksa sinir krizi geçirmem içten bile değildi. Önce neti açıp en yakın araba kiralama firmasına ulaştım. Buraları bilmediğimi onlara nasıl gidebileceğimi falan sordum. Çok anlayışlı çıktılar ve bana on dakika içinde bir araç yönlendirebileceklerini, konum atmamın yeterli olduğunu söylediler. Konum attım. Paraşüt ekipmanlarımı toparladım. Giyindim ve beklemeye başladım. Gerçekten on dakika sonra telefonum çalmaya başladı. Araç gelmişti. Beraber ofislerine geçtik. İşlemler yapıldı, yolu tarif ettiler ve Fethiye'ye doğru yola çıktım.

Hırsımdan gözüm dönmüştü. Düz olan tüm yollarda deli gibi basmıştım sinirimden. Beni almadan hadi ondan geçtim bana telefon dahi açmadan o karı ile gitmişti. Ne yaptığı ya da yapmadığı umurumda değildi. O karının gözünde beni ikinci plana atmış değersiz göstermişti. Belki benim kız arkadaşım olduğunu bile söylememişti Hazal denen o k.lt.ğa. Resmen kuduruyordum. Son ses açtığım müzik eşliğinde hiç durmadan bir buçuk saatte Fethiye'deydim.

Geldiğimi çocuklara bildirdim beni karşıladılar. Arabanın içinden inmeden camdan cama "Hani gelmiyordun? Ne oldu? Bizden ayrı kalamadın dimi?", diye goygoy yaptılar ve piste doğru yola çıktık.

Arabadan inince önce Hasan'ın sırtına atladım;

-- Ver lan kaskımı geri. Ben sana onu şirinleyebilirsin dedim mi de bana sormadan hacıladın?, dedim olmayan saçlarını karıştırırken.

Geç Gelen Aşk (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin