75.BÖLÜM

15.7K 1.1K 170
                                    

Dört saatlik boğucu bir yolculuktan sonra Fethiye'ye gelmiştim. Otobüsten iner inmez Hasan'ı gördüm. Zaten herif görülmeyecek gibi değildi ki.

Uzun boyu, Fethiye'de yaşamaktan dolayı her daim bronz teni, üç numara saçları, günün çoğunu boşluktan spor salonunda geçiriyorum diyen kasları, yeşil gözleri ve tatlı sert yüz hatlarıyla adam Zeynep'in değimiyle tam bir Zeus'tu. Bakan dönüp bir daha bakıyordu. Allah karısının yardımcısı olsun dedim içimden bir kere daha.

Önce üzerime baktı. Fuarda ödül aldığım kıyafetimi değiştirmemiştim. Sigara paça pantolon, ipekli gömlek, saçlar topuz. Kaşe manto ve tabii stilettolarım.

— Güzellik nereden böyle? Kendi defilesinden kaçan manken gibisin.

— Aman be Hasan ödül töreninden çıktım buraya geldim. Çok konuşma hadi pansiyona götür uyumak istiyorum.

— Kızım ne pansiyonu sen manyak mısın? Bizim ev oldu zaten pansiyon. Ha bir eksik ha bir fazla sana da buluruz bir oda.

— Yenge kızmasın sonra.

— Gül mü? Gül gideli yıl oldu Nermin sen neden bahsediyorsun?

— Nasıl yani?

— Biz yaklaşık bir yıl oldu boşanalı. Ayrılık kararıyla bir yılı falan geçti.

— Ne oldu neden ayrıldınız?

— Yani benim hatam. Eşeklik ettim o da yakaladı. Bu defa affetmedi bitti işte.

— Yuh Hasan. Öküz Hasan. Nasıl yaparsın lan bunu. Hani konuşmuştuk hepiniz bana söz vermiştiniz ne oldu ha? Adriana Lima'mı geldi atlamaya.

— Ya öyle değil işte. Uzun hikaye.

— Senin o uzun hikayeni alırım sonra müsait bir yerlere anladın sen onu. Adi herif.

— Ağır oluyor Nermin. Tamam suçluyum kabul ama onda da kabahat var yani.

— Madem onda da var önce ayrılsaydın da sonra yeseydin ne b.k yiyeceksen.

Biz böyle söylenirken eve gelmiştik. Diğerleri kapıda karşıladı. İçeri geçtik.

Fatih, Arda, Doruk ve Hasan dört sap artık aynı evde kalıyorlarmış. Ev dediği gibi büyüktü.Üç katlı bir villa. En üst çatı katında tek bir oda ve tuvalet varmış. Bana orayı verdiler. Orada kimse kalmıyormuş zaten. Eşyalarımı yukarı koydular üzerimi değiştirdim aşağı indim. Hepsi beni bekliyordu. Yarın grup yokmuş evde malak gibi yatacağız zaten. Hadi anlat bakalım dediler.

Oraya ilk gidişimle başladım. Demir'i Hazal'ı anlattım. En büyük küfürü Hazal yedi. Demir de payına düşeni aldı tabii.

Berzan'ı Bahar'ı Akın'ı anlatınca. Berzan'a bazen acıdılar bazen goygoy yaptılar bazende saydırdılar. En çok çiçeklere güldüler ama. Adını romantik koydular.

Mardin maceramızı kısa tuttum. Snowboard öğrenmemi ballandıra ballandıra anlattım. İnanamadılar. Çünkü kayağa Engin ve onlarla beraber gitmiştik. Beceriksizliğimin bir diğer şahidi de onlardı.

Demir'le barışmamız en sonunda fuarda yaşanan kaza ve Hazal'ın oyunu. Hepsini bir çırpıda anlattım. Tüm macerayı bitirdiğimde hava aydınlanmaya başlamıştı.

Hasan dayanamadı;

— Eee şimdi ne olacak?, diye sordu.

— Sizin içinde bir mahsuru yoksa burada biraz takılacağım. Sonrası Allah kerim. İçim soğuduktan sonra dönerim. Bir iki iş var gidene kadar kapılmazsa onları hallederim yaza yine geleceğim.

Geç Gelen Aşk (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin