Sabah alarmın sesini kapatıp tekrar uyumaya devam ettiğimi fark edince kendimi yataktan attım. Tabii geleneksel kendimi yerde buldum. İyi ki Engin ayısı evde değil valla sittin sene dilinden kurtulamam öküzcüğün...
Hızlıca hazırlandım. Kahvaltı etmeye vaktim kalmadı keşke şirkete gidiyor olsaydım ne güzel Beste'ye telefon eder kahvaltı ısmarlardım. Bir anda aklıma geldi, Zeeeyneep. Hemen telefon açtım canım arkadaşım benim;
-- Canım günaydın.
-- Sana da bebeğim, hayırdır sabah sabah rüyanda mı gördün beni?
-- Hayır bacım hayır rüyamda görmedim hayal ettim.
-- Ne diyon kızım sen bana mı yürüyon sabah sabah manyak.
-- Ya kızım bi s.ktir ol mal mısın? Daha afyonum patlamamış yaptığı espiriye bak... Zaten kargalar kahvaltısını etmeden kalktım, üstelik yola çıktım geliyorum ve daha kahvaltı etmedim açım. Şimdi o iğrenç espiriye ceza bana kahvaltı ısmarla.
-- Heee derdin şimdi anlaşıldı. Tamamdır sen gel kahvaltı dediğin nedir ki sen iste ben sana dünyayı alırım yavrum.
-- Heheheh!!! Sen bana mı yürüyon cınım??
-- Nermiiinnn kapat canım kapat sana iyi bişi diyeni biiiplesinler.
-- Hehehehehe seviliyon kızıımmm.
Kahvaltı işim de halloldu şimdi sadece Nermin'in trafikle imtihanı kaldı.
Çapan Holding'ten içeri girer girmez Zeynep'in odasına gittim. Açlıktan ölüyordum artık. Ayak üstü dünün dedikodusunu yaparken karnımı da doyurdum. Çayımı alıp Demir'in odasına geçtim. Melek tüm şirinliğinle masasındaydı.
-- Günaydın Melek nasılsın?
-- Ooo Nermin Hanım günaydın iyiyim asıl sizi sormalı siz nasılsınız? İyisinizdir inşallah, dedi imalı imalı...
Sanki ima ettiğin şeyi anlamadım Melek, annem nişan sahte sahte anla artık şunu....
-- İyiyim çok şükür Melekçim. Çakma nişanlımdan ayrılınca daha da iyi olacağım.(Tek kaşım havada bir adette p.ç smile ekledim yanına anladın sen onu Melek..)
-- Belki gerçeğe dönüşür.... (Ne dedin sen? Allah korusun, Allah yazdıysa bozsun. Dağlara taşlara...Amin) dediği sırada Demir'in kapısı açıldı.
Demir önce bana o seksi gülümsemesiyle "Günaydın,hoş geldin" dedi sonra Melek'e döndü;
-- Gerçeğe dönüşecek olan ne?, diye sordu, saf Melek de tüm iyi niyetiyle;
-- Batı Bey ile Nermin Hanım'ın nişanı belki gerçek olur, (Demir'in gülümsemesi yüzünde dondu) filmlerdeki gibi çok romantik öyle değil mi? Hem birbirlerine de çok yakışıyorlar. (Demir sinirden dişlerini sıkmaya başladı) Hem de meslektaşlar aynı şirkette çalışıyorlar ikisi de yönetici.... Melek durmadan konuşuyordu. O konuştukça Demir artık gittikçe morarıyordu ama Melek durmuyordu anlattıkça anlatıyordu. Öyle ki ellerimi kollarımı hareket ettirip söz almaya çalıştığımın farkına dahi varmıyor, coştukça coşuyor kendi kendini gaza getiriyordu. Nihayet araya girmeyi başardım çünkü susturmazsam bunlar Melek'in son sözleri olacaktı;
-- Melekçim bu söylediklerinin hiçbirisi birlikte olmamamız için bir kriter değil. Her şeyden önce aramızda sevgi yok, aşk hiç yok. Ayrıca biz birbirimizden pek de haz etmiyoruz. Anlayacağın o iş olmaz, deyip gayet soğukkanlı Demir'e döndüm;
— Demir Bey müsaitseniz odanıza geçelim mi lütfen? Müşteri ile neler konuşuldu onları anlatacaktınız istediği değişiklikler var mı?....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Aşk (#Tamamlandı)
Ficción General1. Hikaye İş dünyasının Demir Leydi'si Nermin Soysal. 32 yaşında başarılı bir mimar. Arkan Holding'in baş mimarı. Bu yaşına kadar hiç aşık olmamış. Aşktan hep uzak durmuş. İş dünyasında disiplin abidesi, özel hayatında ele avuca sığmayan bir sers...