84.BÖLÜM

15.2K 1K 183
                                    

Akşam beraber çıkmış ve annemlere geçmiştik. Engin'in toplantısı uzadığı için onlar yemeği iptal etmişti.

Ben hala yediğim fırçanın şokunu atlamamış sinirle tırnaklarımı avuç içlerime bastırıyordum. Ne olacaktı sanki odasına daldıysam. Duyanda şirketin altına dinamit koyup patlattım sanacak. Odun işte odun. Hiç konuşmadan annemlere gelmiştik.

Annem kapıyı açtı babam geriden öylece bir baktı. Suratlarımızın halini görünce sesi çıkmadı. Demir anneme paltosunu uzatırken babam yüzüğü gördü kaşı kalktı. Sonra direk benim elime baktı bende yüzüğü salladım. Fırça öyle atılmaz bebişim az sonra Erol Soysal'dan yiyeceğin fırçayla öğrenirsin sende.

Babam yüzükleri görünce mosmor olmuş vaziyette hoş geldiniz dedi ve koltuğuna kuruldu.

— Ben bir ellerimi yıkayayım izninizle malum dışarıdan geldik, dedim ve babam rahat rahat sövüp saysın diye baş başa bıraktım.

Banyoya gittim ve oyalanabildiğim kadar oyalandım. Dışarı çıktığımda çıt çıkmıyordu. Kesin babam kovdu oh olsun dedim ama salonda gayet sakin sohbet ediyorlardı. Sinir oldum. İnşallah fırtına öncesi sakinliktir bu diye düşündüm.

Hiç yapmadığım ama artık yapmaya alıştığım üzere mutfağa geçip anneme yardım ettim. Beyleri sofraya buyur ettik. Demir ellerini yıkamak için izin istedi. Babam arkasından kıl kıl baktı. Yine ses çıkartmadı. Aynı sükunetle yemeğimizi yedik.

Ben şirket müjdesini verdim. Her ikisi de benim adıma çok sevindi. Ayrıca anneme iş teklif edince babam yerinden fırlayıp beni öpecek sandım;

— Bak annem yorulursan bunalırsan istediğin zaman bırakabilirsin. Alınmam da gücenmem de, dedim kıyamazdı ki ben ona.

— Olur mu hiç kızım çorbada benim de tuzum bulunsun. Hem inan emeklilik beni sıkmaya başlamıştı, dedi mutlulukla.

— Ben yinede söylüyorum aklında bulunsun, dedim sofrayı toplamasına yardım ederken.

İş bitince bana uzaylı gibi bakan babama inat kahveleri pişirdim. Hatta annemi salona gönderip öyle pişirdim ki annen yaptı sen ikram ediyorsun demesin diye.

Kahveleri ikram ederken babam anneme döndü;

— Hanım hanım pembe kar yağmadan kızımın elinden kahve içtim ya artık benden mutlusu yok. Üstelik oldukça da lezzetli ellerine sağlık kızım, dedi gözleri hafif nemli.

Bu duygusal ortamdan güç alan Sayın Odun Demir Çapan araya daldı;

— Aslında biz sizden izin almak için gelmiştik. İzniniz olursa biz artık evlenmek istiyoruz efendim. Bu bağlamda müsait olduğunuz en yakın zamanda ailem sizlerle tanışmak için gelecek, dedi. Gayet masum ve sakin bir ifadeyle.

Babam kollarını çapraz yaptı. Koltuğunda iyice gerindi, tek kaşını kaldırdı ve direk Demir'in gözünün içine bakarak;

— Oğlum benden izin almadan da siz kararınızı vermişsiniz. Baksanıza yüzükler takılmış bile, dedi hırsla.

— Şey efendim ben Nermin'e evlenme teklif ederken bu yüzükle ettim....

— Eee oğlum niye sol eline taktın? Yoksa siz gizli gizli evlendiniz mi? Diye sordu gözlerini kısarak.

Denir yutkundu;

— Estağfurullah Erol Bey o ne demek öyle? Biz neden gizli saklı evlenelim?

— Dimi neden evlenesiniz yangından mal kaçırır gibi. Madem öyle bu akşam Nermin bizde kalsın biz onunla bir konuşalım, dedi babam sadist bir gülümseme ile.

Geç Gelen Aşk (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin