Nişan öğleden sonra konağın avlusunda yapılacaktı. Sabahtan beri evin içinde tatlı bir telaş hüküm sürmekteydi.
Ben bu telaştan nasibimi almamış ortalıkta sakin sakin dolaşıyordum. Bahar herkesin içinde annesinin elini öpünce bana karşı nispeten sıcak davranmaya başlamıştı ama bugün onun günüydü. O yüzden benimle haklı olarak ilgilenemiyordu.
Berzan sıkıldığımı anlamış, yanıma gelmişti.
— Piştt fıstık sıkıldın mı?, diye sordu.
— Evet Berzan aşırı sıkıldım. Kurtar beni.
— Ben sana hep diyorum isteklerin benim için emirdir. Hadi eşyalarını al sana çarşıyı falan gezdireyim.
Ben farkında değildim ama Bahar fısıldaşmamızı görmüş, eşyalarımı almaya odaya girdiğimde peşinden sessizce gelip kapıyı kapatmıştı.
— Sen ne yapmaya çalışıyorsun?, diye cırladı.
Arkamda olduğunu bilmediğim için resmen olduğum yerde zıplamıştım. Ulan bunca telaşın içinde bu kız Berzan'la bizi mi takip ediyor? Yuh yaniii....
— Anlamadım?
— Sen bana kalbim başkasına ait biz abinle olamayız dedin şimdi adamın dibinden ayrılmıyorsun. Bir şey hissetmiyorsan duygularıyla da oynamana izin vermem.
— Bahar öncelikle abine de kartlarımı açık oynadım. Yani ona karşı olan daha doğrusu olmayan duygularımı biliyor. Ayrıca abinle konuşmak için ya da samimi olmak için senden izin almam gerektiğini biliyordum.
— Benim abim her ne kadar duygusuz, katı biri gibi görünsede tam tersidir. Sen de böyle yakın davranarak iyice kendine bağlıyorsun. Onu bıraktığın zaman kırıklarını toplamak yine bana düşecek. Üstelik o zaman ben yanında da olamayacağım.
— Bunu daha önceden tecrübe etmiş gibi konuşuyorsun.
— Amerika'dan döndüğü zaman perişan bir haldeydi. Normalde buralarda üç beş çocuktan azı olmaz ama annemler istememiş Allah ikisine uzun ömürler versin bu ikisi bize yeter demiş. Bu yüzden biz birbirimize çok bağlıyız.
— O yüzden mi seni dul üç çocuklu senden bilmem kaç yaş büyük adama veriyorlardı.
— O iş başka. Alacak verecek davası yüzündenmiş. Akın beni isteyince abim borcu kapatmış iş tatlıya bağlanmış.
— Diyorsun ki her şeyin mantıklı bir açıklaması var. Abine toz kondurmuyorsun. Merak ettim Amerika'dan dönünce ne oldu?
— Her gece içmeye başladı. Eve hiç ayık gelmedi. Ben o zaman liseye gidiyordum. Yaz tatili diye onun yanına gitmiştim. Akın'la ikimiz okullar açılana kadar kendine zor getirdik. Zaten aşkımızın temelleri de abimi toplarken atıldı. Hoş sonrasında da çok toparlandı sayılmaz. Her gece başka bir güzelle gezdi. Taa ki şu son iki aya kadar. İki aydır ne bir kız ne bir alkol ne de gece hayatı. Nermin abla abim sana kör kütük aşık ondan uzak dur lütfen, dedi.
Kafam karışmıştı. Ben Berzan'a açık açık konuştuğum için içim rahat onunla birlikte geziyordum. Ben adamın bana bu kadar aşık olduğunu hiç düşünmemiştim. Peki Bahar'ın dediği gibi (Hoş Akın da hep aynını söylüyor) ya o bana gerçekten daha fazla bağlanıyorsa? Bugün bu konuyu iyice netleştirip son noktayı koymalıydım.
— Tamam Bahar ben şimdi onunla şehir turu yapacağım ve bir kez daha konuşacağım. Zaten Akın'la katılacağımız fuardan sonra şirketten de ayrılacağım.
— Seni kırdıysam özür dilerim Nermin Abla ama bilmen daha doğrusu bilmem gerekiyordu. Çünkü her ne olursa olsun o benim kanım, canım, abim üzülmesine izin veremem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Aşk (#Tamamlandı)
General Fiction1. Hikaye İş dünyasının Demir Leydi'si Nermin Soysal. 32 yaşında başarılı bir mimar. Arkan Holding'in baş mimarı. Bu yaşına kadar hiç aşık olmamış. Aşktan hep uzak durmuş. İş dünyasında disiplin abidesi, özel hayatında ele avuca sığmayan bir sers...