Akşam herkes gittikten sonra annem ben ve babam baş başa kalmıştık. Engin nişan boyu çok sessizdi. Annem hiç oralı olmamıştı. Yarın telefon edeyim diye düşündüm.
Babam düşünceli düşünceli suratıma baktı;
— Nedir kızım bu acele? Hem neden Marmaris? Halan, amcan nasıl gelecekler hiç düşündün mü? Dedi sitemle.
Annem sinirlenmişti ama sesini çıkartmadı. Gayet sakin;
— Babacım uçakla gelirler. Demir'in annesi evini açacak. Orada tanıdık pansiyonlar varmış Demir onlarla anlaşacak. Nerede rahat ederlerse artık.
— Peki kızım davetiyeler nasıl dağıtılacak? Yetişir mi hiç bir haftada? Diye sordu bu sefer tüm hırsıyla.
— Babacım organizasyon firması yarın özel kuryeler ile dağıtacak hepsini. Bir gün içinde hepsi dağıtılmış olacak merak etme, dedim sakinliğimi koruyarak.
Baktı ki diş geçiremiyor en sonunda patladı;
— Herife bak ya sanki yangından mal kaçırıyor. Sanki biz olmaz diyoruz. Ne oluyor anlamıyorum. Dokuz ayın kör çarşambasını bir güne topluyor, diye durmadan söyleniyordu. En sonunda annem dayanamadı;
— Aaaa yeter be Erol. Benim söylenmem gerekirken sen söyleniyorsun. Vır vır vır içimi kuruttun ha. Adamın zaten gayet güzel dayalı döşeli evi varmış. Nermin eksiği gediği varsa içindeyken yapar mesleği bu. İşleri güçleri yerinde çok şükür maddi sıkıntıları yok. Neyi bekleyecekler Allah aşkına senin keyfini mi? İkisi de kazık kadar insanlar. Sen Demir'in yaşındayken babaydın baba. O da baba olmak istiyor ve haklı olarak bir an önce evlenmek istiyor. Oldu mu? Dedi ve hırsla devam etti.
— Yeter artık git yat sen yoruldun saçmalıyorsun, deyip babamı odasına gönderdi. Beni de elimden tutup balkona çıkarttı.
Mutfaktan limonlu çay ve kraker getirdi. Önüme koydu;
— Acıkmışsındır. Sabahtan beri çok koşturdun. İki canlısın ye bakalım, dedi.
Kıpkırmızı oldum. Öksürmeye başladım.
— Sakin ol torunuma bir şey olacak. Sen beni dünkü çocuk mu zannettin acaba? Yutturabileceğini mi düşündün?
Yutkundum. Çok utanmıştım. Tam ağzımı açıp konuşacaktım;
— Engin'i sorguya çekip her şeyi öğrendim Allah'tan. Gizli evlenmenize, hamileliğine kızmadım. Bana niye anlatmadın? Ağrıma giden o oldu. Ben o kadar katı bir anne miyim?
— Annem, canım ben nasıl anlatacağımı bilemedim ki. Her şey birden oldu.
— Engin korkudan yalap şalap anlattı bir şeyler. Adam akllı anlat bakalım dinliyorum, dedi.
— İzmir'de kavga ettik. Ben o sinirle aldım eşyalarımı Fethiye'ye Hasan'ların yanına gittim. Bir hafta boyunca bekledim ama gelmedi. Meğer organizasyonu hazırlıyormuş. Havada sürpriz yapıp evlenme teklif etti. Sonra yere indik beni otele götürdüler. Zeynep sağ olsun gelinliğimden ayakkabıma kadar her şeyimi düşünmüş. Belediyede evlendik. Sonradan bende sordum "Neden?" diye. "Durmadan kaçıyorsun kendimi sağlama aldım" dedi. Sonra da korunmak istemedim. Zaten çok yeni inan.
— O yüzden mi acele ediyor senin deli? Diye sordu annem kaşları havada.
— Yani. Yanında olmamı istiyor. Kızmakta haklısın. İnan söylemek istedim ama utandım söyleyemedim, dedim yüzüne bakmadan. Çok utanıyordum.
— Kızım her anne baba tabii ki evlatlarının mürüvvetini görmek ister. Siz acele edip evlenmişsiniz ama sonrasında düğününüzü zaten yapacaksınız ne var bunda. On sekiz yaşında mısınız ki "Emin misiniz?" Diye soralım. Emin olmasan zaten sen evlilik kararı almazsın. Şimdi onu bunu bırakta ben şimdi anneanne oluyorum öyle mi? Diye sordu gözleri nemli ağlamaklı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Aşk (#Tamamlandı)
Ficção Geral1. Hikaye İş dünyasının Demir Leydi'si Nermin Soysal. 32 yaşında başarılı bir mimar. Arkan Holding'in baş mimarı. Bu yaşına kadar hiç aşık olmamış. Aşktan hep uzak durmuş. İş dünyasında disiplin abidesi, özel hayatında ele avuca sığmayan bir sers...