29. BÖLÜM

16.6K 1.1K 69
                                    

Akşam salonda ağlaya ağlaya sızmıştım. Gözüme giren gün ışığı ile uyandım. Bugün cumartesi diye düşündüm.

Önce banyoya girdim. Güzel bir duş aldım. Yüzüm gözüm berbattı. Saçlarımı kurutup topladım. Kapatıcılı falan güzel bir makyaj yaptım. Giyindim, annem benim ne durumda olduğumu kesinlikle anlamamalıydı.

Arabayı deli gibi kullanmak istesemde İstanbul trafiği buna pek müsaade etmedi. Mecburen dur kalk annemlere geldim. Haberleri olmadığı için şok olmuşlardı.

Bir şey belli etmemeye çalışsam da ikisi de anlamıştı. Ama ne onlar sordu ne de ben söyledim. İki gün puf diye geçti. Zaten çoğunlukla ben odam da uyumuştum. Bir çeşit depresif takıldım.

Pazar günü makul ve mantıklı bir saatte yola çıktım. Annemlerden işe gitmek beni oldukça yoruyordu çünkü.

Pazartesi sabahı kalktım. Duşumu aldım savaş boyalarımı sürdüm. En şık kıyafetlerimi giydim. Olur da Demir Efendi şirkete uğrarsa beni perişan görmesin diye. Eh tabii nişanlısı tarafından aldatılmış kız imajımı da yerle yeksan etmeliydim.

Şirketten içeri girdiğim zaman güvenlik görevlisi gözlerini pörtleterek bana baktı. İşte bu bakış nişan haberlerinin artçı sarsıntılarıydı. Sakin Nermin sakin bu da geçecek, Demir de geçecek, her şey geçecek. Sen sadece sabret.

  Asansöre bindim, odamın katında indim. Allah'tan katta kimseyle karşılaşmadan odama girebilmiştim.

Beste beni görünce şaşırdı;

-- Hoş geldiniz Nermin Hanım, dedi.

-- Hoş buldum Bestecim. Bana bir çay bir de sandviç, deyip kendi bölümüme geçtim.

Beste neredeyse beş dakika içinde yanıma gelmişti.

-- Abla sen Marmaris'te değil miydin? Hayırdır ne oldu?

-- Demir Bey eski karısına dönme kararı aldı sanırım, diyebildim.

-- Abla saçmalama. Sabah burayı aradı. "Gelirse beni mutlaka arasın. Ulaşamıyorum çıldıracağım" dedi. Sesi bayağı endişeli geliyordu.

-- Yemişim onun endişesini. Aldı karısını atölyeye gitti. Giderken de bana sadece kuru bir mesaj çekti. Sonrası yok Beste. Ne aradı ne de sordu. Boş versene sen. Hee bu arada Demir tekrar ararsa ki arayacağını pek zannetmiyorum ya neyse. Beni görmedin nerede olduğumdan da haberin yok. Anlaştık mı?

-- Sen nasıl istersen ablacım da adam harbiden yıkılmış gibiydi. Bir arasan mı acaba? Mutlaka mantıklı bir açıklaması vardır.

-- Hıhı tabii vardır Bestecim. Eski karısıyla hasret gidermesi bitmiştir, aklına ben gelmişimdir. Ben onun açıklamasına s.çayım. Adi herif... Eee asıl sen nasılsın? Çıkart bakalım ağzında ki baklayı..

-- Abla bunca olayın üzerine nasıl anlatayım bilemiyorum ama şirket karıştı.

-- Nasıl yani?

-- Batı Bey Murat Bey'i mahkemeye vermekle tehdit etmiş. Bu şirkette benim de payım var. Babamın hisselerinin üzerine yatamazsın falan diye. Mecbur geri almış Murat Bey firmaya. Ayrıca ben sıradan bir çalışan gibi olmam demiş o yüzden sanırım senin pozisyonun ona verilmiş. Daha açıklanmadı ama her an açıklanabilinir.

Koltuğuma gömülmüştüm. Bir gün içerisinde üstelik yeni yıla bir hafta kala hem işimi hem sevgilimi kaybetmiştim. Senelerdir dişimle tırnağımla kazıyarak yaptığım kariyerim tuzla buz olmuştu.

Demir yoktu, işim yoktu. Çünkü pozisyonum Batı'ya verildiyse eğer bu benim işten çıkartıldığım anlamına gelirdi. Ayrıca Batı ile benim aynı şirkette çalışmam zaten abesle iştigal olurdu.

Geç Gelen Aşk (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin