Sessiz Çığlık

487 10 1
                                    

Ada her zamanki gibi tarih dersinde uyuyordu. Kerem yine gözlerini ondan alamadan soluksuz onu izliyordu. Yeşim gizlice çikolata yeme derdindeydi. Ali en sevdiği çizgi romanı okurken Mert çaktırmadan onu seyrediyordu, yine suratı kızarmıştı. Gözde ve Banu ise sessizce dedikodu yapma peşindeydi. Teneffüs zili çaldı. Tarih öğretmeni Yahya Hoca büyük sınava son 1 ay kaldığını hatırlatıp sınıftan çıktı. Ada uyanıp dolabını açtığında kırmızı bir gül gördü: "Seni seviyorum... K." Yüzündeki istemsiz tebessümle Kerem'in yanına giden Ada: "Ben de seni seviyorum sevgilim." dedi ve yanağına bir öpücük kondurdu. El ele kantine giden ikilinin ardından Gözde'nin yorumu şaşırtmıyordu: "Bu kız bu çocuğu hak etmiyor." Banu ise o sırada Yeşim'e matematik sorusu sormakla meşguldü, sonuçta sınava sadece 1 ay kalmıştı ve sınıfın en çalışkanı Yeşim'di. Tam o sırada beklenmedik bir şey oldu: Ali birden yere yığılmıştı! Mert ne yapacağını bilemeden onu kucaklayıp koridora çıktı. Arkadaşları revire gidelim dedi. Mert merdivenlerden inerken gözyaşlarını tutamadı: "Ali ne oldu sana?!" Ali'nin bayıldığınu duyan herkes revire koşmuştu. Mert başındaydı. Ali sonunda gözlerini açmıştı. Doktor aşırı yorgunluk ve açlığa bağlı olarak bayıldığını söylemişti. Mert Ali'ye sordu: "Neden dikkat etmiyorsun kendine? Bizi çok korkuttun." Ali iyi olduğunu söyledi ve Mert'in tuttuğu elini geri çekti. Arkadaşları Ali'yi eve bırakırken dinlenmesi konusunda tembihte bulunmuştu. Ali onlara söz vermişti ancak evde onu bekleyen üvey babasının ona yaşatacaklarından adı kadar emindi.
Ada ve Kerem bir kafede oturup ders çalışmaya karar verdiler. Yeşim her zaman olduğu gibi evde derse gömülmüştü bile. Gözde ve Banu vitrinlere bakmaya Nişantaşı'na gitmişti. Mert sahilde bir bankta derin düşüncelere dalmıştı. Ali'yi ilk gördüğü andan itibaren ondaki gizemi fark etmişti. Onu çözmeye çalışsa da Ali'nin ördüğü duvarı bir türlü aşamamıştı. Sadece çizgi roman okuyup kimseyle konuşmaması mutlaka bir şeylerin göstergesiydi ve Mert onu bulacaktı, kararlıydı.
Kerem Ada'yı kafeden eve bırakırken sordu: "Aynı şehre gidemezsek?" Ada Kerem'i sakin bir öpücükle susturdu: "Lütfen bunları düşünmeyelim." El ele yürümeye devam ettiler. Ada'nın kaçtığı sorular elbet bir gün konuşulacaktı ve Ada o zamanın gelmesinden çok korkuyordu, nedenini kendine itiraf edemese de. Vedalaşırken sarıldılar. Kerem yine Ada eve girene kadar onu bekledi. Ada onun bu korumacı ve sevgi dolu hallerine bayılıyordu. 2 yıllık ilişkileri boyunca neredeyse hiç kavga etmemişlerdi, okulun en gözde çifti onlardı. Bakalım bu sınav onları nasıl etkileyecekti.

Sonun BaşlangıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin