Mert berbat geçen gününün ardından kendini eve zor atmıştı. Yatağa uzanıp Ali'nin ona bağırışını tekrar tekrar hatırladı. "Hayır, o aslında böyle biri değil. Kendine ördüğü duvar yüzünden böyle." Mert böyle düşünse de kalbi çok kırılmıştı. Herkesin içinde ona öyle bağırmasını beklemiyordu. Annesinin ısrarıyla tüm akşamını ders çalışarak geçirse de aklı hep Ali'deydi.
Ada eve gidip sabaha kadar ders çalışmayı kafaya koymuştu. Eğer iyi bir üniversite kazanmak istiyorsa artık çalışmalıydı. Bir yandan da Kerem'in okuldaki tavırları kafasını kurcalıyordu. Onun o tedirgin hallerine bir anlam veremiyordu. Kerem ise evde yüksek sesle müzik dinliyordu. Kafasındaki sesleri müzikle susturabileceğini zannediyordu. Bir süre sonra işe yaramadığını o da fark etti. Sesler gittikçe yükseliyordu: "Kız sana güveniyor, sana inanıyor. Peki sen ne yaptın? Gittin başka bir kızı öptün. Bir de üstüne yalan söyledin. Sen şerefsiz bir adamsın. Alçaksın. Lanet olsun!" Kerem artık kendinden nefret ediyordu. Köşeye sıkışmış hissediyordu. Biraz uyumaya karar verdi. Uyumak ve biraz olsun bu düşüncelerden kurtulmak istiyordu.
Banu ve Furkan sahilde bir bankta el ele oturmuş denizi izliyordu. Furkan birden Banu'ya döndü: "Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, kocaman denizlerde ender bir balık..." Banu'nun gözleri dolmuştu. "Özdemir Asaf." dedi Furkan. Banu yavaşça yaklaştı Furkan'a. Dudakları buluştu sessizce. "Seni seviyorum." dedi Banu. "Ben daha çok." dedi Furkan. Banu'nun ellerini tuttu: "Hep yanında olmak istiyorum Banu. Sana hep destek olmak istiyorum. Benimle her şeyini paylaş olur mu?" dedi. Banu gözlerini kaçırdı. Babasının durumunu ona nasıl söylerdi? "Peki." diyebildi sadece. Mahçuptu. Furkan devam etti: "Aynı okula gidelim istiyorum. Sanırım ailem beni özel bir üniversiteye yazdıracak. Sen de istersen oraya gelirsin. Beraber oluruz." Banu sessiz kaldı. Babası onu o okula gönderebilecek miydi? Furkan'a baktı. Öyle mutlu görünüyordu ki. Ona gerçeği söyleyemezdi. "Bakarız tabi aşkım." demekle yetindi.
Yeşim ise hayalindeki hukuk fakültesini kazanmak için gece gündüz çalışıyordu. Yeterli puanı alamadığı takdirde ailesinin onu okutacak parasının olmadığının farkındaydı. Daha çok çalışmalıydı. Daha da fazla. Artık sınavdan başka bir şey düşünmüyordu. Tek hedefi başarılı olmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonun Başlangıcı
Teen FictionHerkes bir maskeyle yaşar. Ne kötü görünenler gerçekten kötüdür ne de iyi görünenler gerçekten iyi. Yaşadıklarımızın ardında da bir şeyler gizlidir hep. Hangi mutluluklar acı, hangi acılar mutluluk getirir bilinmez. Aslında her son yeni bir başlangı...