Banu ve Furkan bir kafede buluşmuştu. Furkan son derece rahat görünüyordu: "O özel üniversiteye girecek kadar puan alsak yeter zaten." Banu sessizdi. Geleceğiyle ilgili tedirgindi. Sınavı tam istediği gibi geçmemişti. Furkan'la aynı okula gidebilmek için o okulu burslu kazanmak zorundaydı, babası parayı ödeyemezdi. O kadar yüksek bir puan alabileceğine inanmıyordu. Furkan sordu: "Banu durgun görünüyorsun hala. Tamam artık düşünme sınavı. Nasılsa aynı yerde olacağız işte." Banu sitemkardı: "Furkan hiç benim fikrimi sormuyorsun farkında mısın? Benim ne istediğim umrunda bile değil." Furkan şaşırmıştı bu tepkiye: "Banu bu ne demek şimdi? Ben sadece ikimiz için en iyisini istiyorum, onun için uğraşıyorum." Banu ikna olmuşa benzemiyordu: "Gideceğimiz okulu sen seçtin. İstediğim bölümü bile sormadan üstelik! Ben oraya gitmek istemiyorum desem ne olacak?" Furkan sinirleniyordu: "Banu senin sinirlerin iyice bozulmuş. Kimse seni zorla bir okula yazdırmıyor. İstemiyorum dersin olur biter." Banu ağlamaya başlamıştı: "Peki oraya gidemem desem ne yapacaksın? Bırakacak mısın beni? Bir seçim mi bu?" Furkan Banu'nun ağlamasına dayanamamıştı. Banu'nun başına göğsüne yaslayıp onu sakinleştirmeye çalıştı: "Banu sakin ol. Bu okul seçimi sadece bizim akademik hayatımızı etkileyecek. Bize bir şey olmayacak. Sana söz veriyorum. Biz yeter ki birbirimizi sevelim ve birbirimize güvenelim." Banu tekrar etti: "Güvenelim..." Banu bu sözden sonra onu korkutan asıl şeyin farkına vardı. Galiba Furkan'a tüm gerçekleri anlatma zamanı gelmişti.
Kerem Ada'ya tekrar ulaşmaya çalışıyordu fakat Ada onu her yerden engellemişti. Kerem günlerdir yemiyor, içmiyor, uyuyamıyordu. Ada'nın ona aldığı hediyelere bakıp ağlama krizlerine giriyordu sadece. Ada'nın durumu da ondan farksızdı. Bir anda her şeyini kaybetmiş gibi hissediyordu. Şimdi ne gidecek bir üniversitesi vardı, ne de sevdiği adam yanındaydı. Kerem en sonunda tüm cesaretini toplayıp Ada'nın evine gitti. Kapıyı açan annesiydi: "Bir dakika Kerem. Ada'yı çağırayım." Ada Kerem'i görmek istemediğini söyledi. Annesi Ada'ya: "Hayatın boyunca keşke onu dinleseydim demek istemezsin, emin ol. Bu çok acı olur Ada. Sadece dinle. Yine kararı sen ver." Kerem Ada'nın odasına girdi. Ada Kerem'in suratına bile bakmıyordu. Kerem konuşmaya başladı: "Ada.... Bak yemin ederim ben öpmedim o kızı. Geldi kendisi zorla öptü, engel olamadım. Yemin ederim! Seni aldatmadım ben." Ada sinirliydi: "Sana sordum Kerem! O gece ne oldu dedim! Bana yalan söyledin! Ben sana bundan sonra nasıl güveneyim ha?!" Kerem ağlamaya başladı: "Ada seni kaybetmekten korktum. Bana inanmazsın diye düşündüm. Lütfen... Lütfen beni bırakma. Seni çok seviyorum." Ada hala sinirliydi: "Hayatımın en önemli gününde sabah bir mesajla öğrendim ben bunu Kerem! Tam 1 yılıma mal olacak bu! Senin yüzünden sınavda bayıldım ben. Bana neler yaptığının farkında mısın? Sen bana zarar veriyorsun artık. Lütfen beni yalnız bırak." Kerem ağlamaya devam ediyordu: "Ada biliyorum ve bunun için o kadar üzgünüm ki. Benim yüzümden başına gelenler... Kendimden nefret ediyorum." Ada tekrarladı: "Lütfen beni yalnız bırak." Kerem çaresizce çıktı odadan. Berbat görünüyordu. O an gerçekten ölmeyi diledi, artık nefes alıp daha fazla acı çekmek istemiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonun Başlangıcı
Ficção AdolescenteHerkes bir maskeyle yaşar. Ne kötü görünenler gerçekten kötüdür ne de iyi görünenler gerçekten iyi. Yaşadıklarımızın ardında da bir şeyler gizlidir hep. Hangi mutluluklar acı, hangi acılar mutluluk getirir bilinmez. Aslında her son yeni bir başlangı...