Üniversitenin geleneksel şenlik günüydü. Neredeyse herkes oradaydı. Yemek standları, canlı müzik, oyunlar... Her şey harika görünüyordu. Akşama doğru eğlencenin dozu yükselmiş, herkes dans edip şarkı söylemeye başlamıştı. Mert bir köşede oturmuş insanları izliyordu. Keyifsiz olduğu her halinden belliydi. Tuğçe yanına gelip dans teklifinde bulunsa da Mert'in oradan kalkmaya niyeti yoktu. Gece geç saatte festivale Ali geldi. Mert onu görünce çok şaşırdı, Ali böyle kalabalık ve gürültülü ortamları hiç sevmezdi. Mert Ali'yi öylesine özlemişti ki... Haftalardır konuşmuyorlardı ama yanına gidip bir şey demeye de yüzü yoktu. Aradan birkaç saat geçmişti. Ali bölümünden birkaç çocukla dans edip eğleniyordu. Mert bunu görünce çılgına döndü. "Artık zamanı geldi!" diye düşündü. Koşarak sahneye çıktı, şarkı söyleyen solistin elinden mikrofonu aldı: "Hey millet! Beni dinleyin!" Herkes şok olmuştu. Tüm gözler Mert'in üzerindeydi. Mert konuşmaya devam etti: "Ben artık aşkını gizleyen bir korkak olmak istemiyorum. İşte söylüyorum şimdi! Ben Ali'ye aşığım! Duydunuz mu? Aşığım!" Herkes şaşkınlıkla birbirine bakıyordu. Kimsenin ağzından tek kelime çıkmıyordu. Mert uzaktan onu izleyen Ali'ye doğru elini uzattı: "Beni bırakma!" Ali koşarak Mert'in yanına fırladı. Uzun uzun sarılıp öpüştüler. Onları izleyen herkes alkışlarla destek verdi. Yine aşk kazanmıştı. Bu geceyi yaşayanlar bir kez daha anladı ki aşk cesaret ister. Bu yüce duyguyu ancak hakkını verenler yaşayabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonun Başlangıcı
Novela JuvenilHerkes bir maskeyle yaşar. Ne kötü görünenler gerçekten kötüdür ne de iyi görünenler gerçekten iyi. Yaşadıklarımızın ardında da bir şeyler gizlidir hep. Hangi mutluluklar acı, hangi acılar mutluluk getirir bilinmez. Aslında her son yeni bir başlangı...