Kavak Yelleri

44 2 6
                                    

Furkan haftasonu Banu'yu görmek için Eskişehir'e gitmişti. Uzun uzun sarıldılar. Birbirlerini çok özlemişlerdi. Biraz hasret giderdikten sonra neler yaptıkları hakkında konuştular. Furkan çok mutlu görünüyordu. Okuluyla ilgili her şeyden heyecanla bahsediyordu. Banu onun adına mutlu olsa da onsuz bir hayatta onu bu kadar coşkulu görmek onu içten içe kırmıştı. Bu hayal kırıklığını Furkan'a belli etmemeye çalışıyordu. Banu bu konuda sessiz kaldıkça Furkan hep okulunu anlatıyordu. "Birkaç gün sonra 'Hoşgeldin Partisi' var." dedi Furkan. Banu en sonunda dayanamayarak: "Gidecek misin?!" diye çıkıştı. Furkan şaşırmış görünüyordu: "Niye gitmeyeyim?" "Gece, kızlar, dans, alkol... Bence bunlar yeterli sebepler." dedi Banu. "Aşkım saçmalama." dedi Furkan, "Okulun partisi. Tabi ki gideceğim." Banu sinirlenmişti: "Bana geçen gün evlenme teklifi eden adam şimdi gece hayatı düşkünü oldu! Hayata bak!" "Banu ne alakası var şimdi? Bir parti alt tarafı. Çok büyüttün." diye sakinleştirmeye çalıştı Banu'yu Furkan. Banu'nun öfkesi devam ediyordu: "Furkan yeni hayatına bu kadar hızlı adapte olman beni şaşırtıyor. Olgun ve sadık adam gitti, yerine anı yaşayan deli dolu bir playboy geldi!" "Banu yeter! Ne yapayım istiyorsun? Okulda kimseyle konuşmadan evime geleyim, sadece seninle konuşayım falan mı? Bana haksızlık etmiyor musun? Sadece arkadaşlarımla eğlenmek istiyorum ya. Bu kadar bencil olma." diye kendini açıklamaya çalıştı Furkan. Bu gerilim onlara iyi gelmemişti. Galiba mesafelerden çok, değişen çevreleri etkileyecekti onları.
Kerem kursun ikinci gününde yine gözlerini Ebru Hoca'dan alamıyordu. Bugün giydiği siyah mini etek ve bordo bluz ona çok yakışmıştı. Ders çıkışı Kerem, Ebru Hoca'nın yanına gitti: "Merhaba." "Merhaba Keremciğim." "Mmm. Şey... Biraz vaktiniz var mı?" "Var tabii. Ne oldu, bir sorun mu var?" "Iıı... Yok aslında. Sadece biraz konuşmak istiyorum." "Anladım. Bir içeri gidip geleyim konuşalım. Olur mu?" "Olur, bekliyorum." Kerem Ebru Hoca'yı beklemeye başladı. Elleri titriyordu. Onunla bu kadar yakından konuşmak onu çok heyecanlandırmıştı. "Evet seni dinliyorum." diyerek geldi Ebru Hoca. Kerem'e bakıyordu. "Şey... Derste nasılım sizce? Yani dediklerinizi uygulayabiliyor muyum? Sizin görüşlerinizi merak etmiştim de." Ebru Hoca gülümsedi: "Gayet başarılısın Kerem. Kendini özgür bırakman yeterli zaten. Parmakların gerekeni yapacaktır emin ol." Sonra Kerem'in elini tuttu: "Bu eller çok iyi gitar çalacak. Ben buna eminim." dedi ve Kerem'in kalbine elini koyarak: "Yeter ki hisset." dedi. Kerem o an heyecandan ölebilirdi!
Ada ve Batuhan zorlu bir karar verme sürecinin ardından hayatlarındaki ilk virajı dönmüştü. Bu kararı almak onlar için hiç kolay olmamıştı ama hayat işte. Hesapta olmayan sürprizler çıkarıyordu insanın karşısına. Verdikleri kararın bundan sonraki hayatlarına yansımasını oldukça merak ediyorlardı. Sahilde her zamanki banklarında yan yana oturarak bunu düşünüyorlardı. Birbirlerine baktılar. Sonra da alyanslarına...

Sonun BaşlangıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin