Yıldız?Yorum? ^_^
Çantama sığmayan kitaplarımı elimde taşırken can çekişiyor gibi göründüğüme emindim.
Okula doğru yürürken geleceğim hakkında düşünüyordum.Son sınıf olduğumdan stres beynimi yiyip bitiriyordu.
Ders çalışıyordum.Ama daha çok çalışmalıydım.Biliyordum.
Başka bir şeye ayıracak vaktim bile yoktu.
Hele ki insanı güzelleştiren o aşka kapılma ihtimalim dahil...
Kulaklığımla müzik dinleyip okula girerken gözlerim çevreyi tarıyordu.Bizim sınıftan çok yakın olmasamda kızları görünce yanlarına gitme gereği duydum.
"Selam"diyerek tebessüm ederken kendi aralarında konuşmayı bırakıp beni selamlamışlardı.
Sonra konuşmalarına geri dönerlerken kulak misafiri olmuştum.
"Çok merak ediyorum ya.Ama bir tanesi benim!"diyerek neşelenince tüm grup gülmüştü.
Ben olaya Fransız kalmış bakarken gözlerimi kırpıştırmıştım.
"Ooo!Mi-Hi şimdeden yer ayırttı bile!"
Gülmeye devam ederlerken yan banktaki kız arkadaşlarına "Ay!İşte geldiler!"diye bağırmıştı.
Herkes neyi konuşuyordu?
Kim geliyordu?Bizimkiler neyi kastediyordu.
Kafamı okuldaki herkes gibi okulun kapısına çevirdiğimde siyah büyük bir araba görmüştüm.
Arabanın koltuğundaki adam koşarak arka kapıyı açmıştı.İçeriden inen çocuklar herkesin gözlerinin fal taşı gibi açılmasını sağlamıştı.
Bu insanlar gerçekten çok yakışıklıydı.
Doğrusu bunlar insan mıydı?
İnerlerken şöföre mahçupça eğildiler.
Dikkatimi en son inen kişi çekmişti.şöföre eğildikten sonra okula girerken o dikkat çeken sarı saçlarını tek eliyle geri atarken çok havalı olduğunu kabullenmiştim.
Giydiği okul kıyafeti dahi vücudu ile uyum içerisindeydi.
"Beklediğimden de iyi!"diyerek şaşkınlığını belirten bizimkiler ile kendime geldim.
Kendime çeki düzen verdim.Kendime verdiğim sözü tutacaktım.Bu sene yalnızca ders vardı benim için.
Tüm okul hayranlık ile bakarlarken çocuklar çoktan okula girmişlerdi.Şuan durum değerlendirmesi yaptıklarına emindim.
Saate baktım.2 dakika sonra zil çalacaktı.
Derin nefes alarak okula girdim.Etkilenmeyecektim.
Merdivenlerden yavaş adımlarla çıkarken müdürün odasının önünden geçiyordum ki sarı saçlı o çocuk bir anda karşımda belirdi.Müdürün odasından grupça çıkıyorlardı.Kısa bir an göz göze geldik.
Yanından geçerek sınıfıma girdim.Tırnaklarımı avuçlarıma batırıyordum.Kendime gelmem şarttı.
Zil çaldı ve dakikalar sonra hoca sınıfa gelmişti.
Yanında da o 7 çocukla...
Şaşkınlık ile kalakalırken boş sıraları düşünmeye başlamıştım ve lanet olsun ki sıralardan biri benim arkamdaydı.
"Günaydın gençler!"diyen coğrafya hocası ile tüm sınıf karşılık vermişti.
"Yeni arkadaşlarınız merhaba deyin!"
Diyerek konuşma hakkı tanıdı.
İsimlerini öğrenmiştim.Jungkook,Jin,Rm,Suga,Jhope ,Tae ...
Çocuklar kendilerini tanıtırken sıra ona gelmişti.
"Ben Jimin.Park Jimin"
İşte benimle yine göz teması kuruyordu.
Demek adı Jimin'di.Tüm sınıf onlara ağzı açık bakarken "yerlerinize geçebilirsiniz çocuklar"demişti hoca.
Grup farklı farklı sıralara otururken o benim arkama doğru yönelmişti.
Çekik gözlerini kısmış göz temasından çekinmiyordu.
Bakışlarını kaçıran taraf ben oluyordum.Önümdeki kitaba bakmaya başladım.Ama arkama otururken dahi bakışlarını üzerimde hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence||Park Jimin ✓
FanfictionHıçkırdım. "Ben hiçbir şey yapmadım"diye fısıldadım. "Kalbin çok güzel"diye fısıldadı o da kulaklarıma. "Bu güzel kalbini kimsenin kirletmesine izin verme" Omzundan çekilip yüzüne baktım.Gözlerimin içine o kadar yoğun bakıyordu ki kaybolmamak mümkün...