okuldan eve dönerken bazı sorular hala aklımı kurcalıyordu.
Nasıl olur da Jimin'in bilekliğini bizim evde bulurdum?
Kulaklığımı takmış yürürken bir yandan da mırıldanıyordum.
"Bu saçmalık.İmkansız"
Derin bir nefes aldım.Köşedeki Jimin'in grubunu görmüştüm.
Beni gördüklerinde konuşmayı kesip tüm grup bana dönmüşlerdi.Kulaklığımı çıkartma gereği duydum.Aramızda ki on adımlık mesafeden Jhope seslenmişti.
"Hey!Selam Mi-Young!"
"Selam"diye mırıldandım.Hafif elimi kaldırırken.
Jimin'e kayan gözlerim ellerini cebine sokmuş bana bakar vaziyetine takılmıştı.
Göz temasımı kesip yere bakarken Jhope geldi yanıma.
"Nasılsın bakalım?"
Davranışları fazlasıyla yakındı.Tuhaftı.
Çok tuhaf...
"İyi sen?"dedim çekinerek.
"İyi"diyerek gülümsedi.Gerçi ben hep onu gülümserken görmüştüm.Bu da ona yakın hissetmeme neden oluyordu.
"Cumartesi boş musun acaba?"diyen bu sefer Namjoon'du.
Tüm grubun bana yürüyebileceği ile ilgili saçma bir kaygıya kapılmıştım doğrusu.
Şaşkın halime gülen Namjoon devam etti.
"Küçük bir konser tarzı birşey vermek istiyoruz.Birinin yardımına ihtiyacımız var.Stantta durman gerek"
Ne diyeceğimi bilememiştim.
"Neden ben?"diye bir soru çıkmıştı ağzımdan.
"Çünkü sana güveniyoruz"diyen Jungkook'a çevirdim gözlerimi.Tüm grubun gözleri üzerimdeydi biliyordum.
Cumartesi günü planlarım arasında kıç devirip televizyon izlemek ve çikolata gömmek vardı.
"Şey..."
"Neden uğraşıyoruz hyung?Yoldan geçen herhangi bir kız seve seve kabul eder eminim"
Jimin'e çevirdim bakışlarımı.Dengesiz hareketlerine ayak uyduramıyordum artık.
Bilekliği nereden bulduğumu sorup durmuş bir yanıt vermeyince de pes etmişti.Bugün o olayın ardından benimle ilk konuşmasıydı.
"O zaman neden önce onlara sormadınız?Seve seve kabul ederdi"diyerek iğneliyici bakışlar attım.
Bir yerlerden kırık seslerini duyabiliyordum.Sanırım paramparça olan şeyler arkadaş olabileceğimize dair umutlarımdı.
İğrenç hissetmesini sağlayacak bir gülüş sundum ona.
Sonra sırtımdaki çantamı düzelterek yürümeye devam ettim.Arkamdaki bakışları umursamadım.
Ruh halim hiç iyiye gitmiyordu.
Kulaklığımı tekrar kulağıma taktım.Gelecek kaygısı taşıyordum.Koca bir hayatın yükleri omzumdaydı.Kendi hayatımın.
Hızlı adımlar atarken ana yola gelmiştim bile.Kırmızı ışık yanmıştı.Şansım yoktu ki zaten.
Başımı iki yana sallayarak ofladım.Bir an önce eve gidip kendimi yatağa atmak istiyordum ve müzik dinlemek tabi.
Koşarak arabaların camlarına tıklatan çocuğa baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence||Park Jimin ✓
FanfictionHıçkırdım. "Ben hiçbir şey yapmadım"diye fısıldadım. "Kalbin çok güzel"diye fısıldadı o da kulaklarıma. "Bu güzel kalbini kimsenin kirletmesine izin verme" Omzundan çekilip yüzüne baktım.Gözlerimin içine o kadar yoğun bakıyordu ki kaybolmamak mümkün...