Burnumu çektim.
Yenisi eklenen gözyaşlarım yastığıma akıyordu.İki gün geçmişti.Ona rağmen hala acım dinmemişti.
İnsan, sevdiği insan tarafından ihanete uğrayınca kaldıramıyordu.
Ben Jimin'e bir şey yapmamıştım ki.O bana neden bunları yapmıştı?
Kapımın çalınması ile pikemin içerisine daha çok sokuldum.Kimsenin beni ağlarken görmesini istemiyordum.
"Mi-Young,canım?"
Annemin yavaş adımlarla yanıma ulaştığını hissetmiştim.Yataktaki çöküntünün ardından elleri saçlarımı bulmuştu.
Gözlerimdeki yaşı durduramıyordum.Şefkat gösterildiğinde acım gün yüzüne çıkıyor can kırıklarım kalbime batıyordu.
"Bak güzelim.Her şey olacağına varır.Bazen kalbimiz kırılır,beklemediğimiz insanlardan darbe yeriz"
Derin bir nefes aldım.
"Ama önemli olan ayağa kalkmaktır"
Pikeyi yavaşça yüzümden sıyırdım ve anneme baktım.Bana gülümsedi.
"Sen güçlüsün.Toparlanır ayağa kalkarsın.Sen benim kızımsın"
Annem bana hep destek olmuştu.Zor zamanlarımdan yanımda dururdu.İşleri yüzünden benimle ilgilenememenin telafisini yapmaya çalışıyordu.
"Onu seviyordum"derken sesin titriyordu.Onu seviyordum.Sevecektim de.
"Biliyorum"
"Ne yapacağım anne?Kalbime gömmek istemiyorum"
"Zaman Mi-Young.Zaman halledecek"
Telefonum çalmaya başlamıştı.Kaşlarımı çatarak ekrana baktım.
'Tae'arıyordu.
Olanlardan mutlaka haberi olmalıydı.Ama Jimin yüzünden onunla konuşmamazlık yapmayacaktım tabi ki.
Annem gülümseyerek ayağa kalktı ve odadan çıktı.Bende derin bir nefes alarak telefonu açtım.
"Mi-Young!"diye bağıran Tae'nin sesi ile yatakta toparlandım.
Bu sesindeki telaş da neydi böyle?
"Tae?"
"Mi-Young!J-Jimin-"
"Jimin mi?"diyerek ayağa kalktım endişeyle.
"Dövüşecekler!"
Bu çocuk neden tane tane konuşuyordu?!
"Tae!Sakin ol ve ne olduğunu anlat!"
"Mi-Young,Jimin ve Joon Seo dövüşecekler!"
"Ne?!"diye bağırdım bu sefer.Gururum her ne kadar 'seni ilgilendirmez'dese de kalbim ona sahip çıkmamı söylüyordu.
"Nasıl?!Nasıl oldu bu Taehyung!"
"Vaktimiz yok Mi-Young!Kafeste dövüşeceklermiş!Acele et"
"T-tamam.Konum at bana hemen"
"Kapıya çık.İki dakikaya oradayım"demesiyle göremeyeceğini bilsem de kafamı salladım.Ardından telefonu hızla kapatıp giyinmeye başladım.
Ben ne yapacaktım?
Kalbime söz geçiremeyen tarafım ne yapacaktı?
Jimin'i eğer o saçma kafes dövüşünden kurtarabilirsem suratına yumruğumu bir güzel geçirecektim.Bunu cidden yapacaktım.
Umarım kılına bile zarar gelmeden onu o lanet fikirden vazgeçirebilirdim.
Diğer bölüm uhuhuhuuuuu~
Feels geçirin bakalım ehehheeh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence||Park Jimin ✓
FanfictionHıçkırdım. "Ben hiçbir şey yapmadım"diye fısıldadım. "Kalbin çok güzel"diye fısıldadı o da kulaklarıma. "Bu güzel kalbini kimsenin kirletmesine izin verme" Omzundan çekilip yüzüne baktım.Gözlerimin içine o kadar yoğun bakıyordu ki kaybolmamak mümkün...