"Mi-Young?Canım?"
Kapı sesiyle gözlerimi kapattım.
"Uyumadığını biliyorum"
Gözlerimi açıp yatağıma oturan anneme baktım.Bana gülümseyerek bakıyordu.2 gündür okula gitmediğimden olsa gerek konuşmak için gelmişti.
Kendimi bu ara fazla yorulmuş hissediyordum.Kendimi eve kapatmış kendime gelmek istiyordum.
Tokat meselesinden sonra okula gitmeyen beni Jungkook aramış ve nasıl olduğumu sormuştu.
İçten içe bu adımı Jimin'den bekliyordu.
"Anne kendimi fazla yorgun hissediyorum.İzin verirsen uyuyacağım"
"Bebeğim neyin var?Doğru düzgün yemek bile yemiyorsun"
Doğruydu.Şu iki günde yediğim sadece 2 kase ramendi.
"Bir şey olduğu yok.Sadece keyfim yerinde değil"
Bende gülümsedim.Benimle ilgilenmesine sevinmiştim.Beni düşünmesine.
Yavaşça yanıma uzandı.
"Yoksa benim kızım aşk acısı mı çekiyor?"
Yüzüne baktım.Annem güzel kadındı.Pürüzsüz bir teni vardı ve ufaktan kırışmaya başlayan beyaz teni.
Sorusuyla şaşkınlıkla kalakaldım.Nereden çıkmıştı şimdi bu soru?
Kafamı olumsuzca iki yana salladım.
"Şu bizim eve gelen çocuk mu?Hani sarı saçlı bebek ciltli güzel çocuk"
Annemin anlatımıyla yüzümde nedensizce bir tebessüm belirmişti.
"Adı neydi?Hm.Jimin"
"Anne!Aşık falan değilim.Bu nereden çıktı?"
"Ah Mi-Young!Ben senin annenim benden de mi inkar edeceksin?!"
"Öyle bir şey yok dedim ya!"
"Yah!Şuna bak hele!Hergele!"diyerek koluma şaplak atmıştı.Hızla kolumu tuttum.Yalandan da olsa yüzümü buruşturdum.Acımamıştı.Ama acımış gibi yapacaktım.
"Acıdı ya!"
"Anlat bakalım dinliyorum"
"Neyi?"
"Yaşadığın durgu karmaşasından bahset"
Yaşıyordum.Doğru noktaya parmak basmıştı.Hemde koca bir karmaşanın altında can çekişiyor gibi hissediyordum.
"Geçen sene hoşlandığım çocuğa karşı içimde hiçbir duygu kırıntısı hissetmiyorum"
Bana baktı 'ben biliyordum'der gibi.
"Hissetmem gerekirken o benim için bir anlam ifade etmiyor"
"Çünkü güzel yüzlü çocuk var artık hayatında değil mi?"
Güzel yüzlü çocuk derken Jimin'i kast ediyordu.Birazdan kalkıp team Jimin derse şaşırmazdım.
"Anne!"
"Mi-Young sus!Anladık işte niye inkar ediyorsun?"
Annem cıklayarak yataktan kalkmıştı.Çıkmak için kapıya yönelmeden önce durdu ve bana döndü.
"O çocuğu kaybedersen kafanı kırarım"
Ağzım açık bakakalırken kapıdan çoktan çıkıp gitmişti.Benimle dalga geçiyor olmalıydı değil mi?
Sanki damadını sipariş ediyordu?
Annem son günlerde cidden çok tuhaflaşmıştı.Bana bu sözleri sarf ettiğine göre baya bir değişikliğe uğramıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence||Park Jimin ✓
FanfictionHıçkırdım. "Ben hiçbir şey yapmadım"diye fısıldadım. "Kalbin çok güzel"diye fısıldadı o da kulaklarıma. "Bu güzel kalbini kimsenin kirletmesine izin verme" Omzundan çekilip yüzüne baktım.Gözlerimin içine o kadar yoğun bakıyordu ki kaybolmamak mümkün...