"Oyuna geldiğime inanamıyorum"
Başımda dakikalardır dolanıyordu.Sanki kırk yıldır evliydik ve o kadın rolündeydi.
Ne yani bende atlet giyip göbeğini kaşıyan koca rolünde mi oluyordum?
Ellerini sinirle saçlarından geçirdi.
"Orada oturacağına birşeyler yapmaya çalışsan diyorum"
Bana laf atmasıyla beraber tırnaklarımla oynamayı bırakıp ona baktım.
"Boş durmuyorum.Düşünüyorum"
Ellerini sinirle yine saçlarından geçirdi.
"Aishh!"diyerek kapıya sinirle tekme attı.
Çok sinirliydi bu çocukta yahu?
Suyuna gitmezsem beni tekmeleyeceğinden korkuyordum.
"Oraya buraya saldırarak birşey elde edemezsin" dememle ayağa kalkmış bana yandan bir bakış attı.
Yapmacık bir şekilde gülüp "senin daha iyi bir fikrin var mı peki bayan zeka?"
"Beklemek."
Kapının yanına oturmuştu.Kafasını geriye atıp duvara dayamıştı.Adem elması daha da belirginleşmiş ve dünyadaki bütün erkekleri kıskandıracak güzelliğe sahipti.
Şuan karşımda özenle çizilmiş bir tablo var gibiydi.
Yutkunduktan sonra bana bakması ile gözlerimi kırpıştırdım.
Onu izlerken yakalanmıştım ve bozuntuya vermemek amacıyla bakmaya devam ettim.
Göz teması kurarken gözlerinin büyüsüne kapılmıştım.Kahvenin en güzel tonuna sahipti.
Gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu.Ben mi kuruyordum bilmiyordum.Ama aramızda ki enerji çok farklıydı.
Derin bir nefes alması ile önüme döndüm.Utanmıştım.
Sessiz gülüşünü duymuştum.
"Kızardın"demesiyle önüme bakmaya devam ettim.Utanınca kızarır ve çok çirkin olurdum.
"Havadandır.Burası çok sıcak."
Güldü tekrar.
Biraz da gözlerini yere dikerek düşünmeye başladı.
"Bunu kim yapmış olabilir?"diyerek konuyu değiştirdim.
"Herkes"
Ona bakmaya devam ettim.Bakışlarını yerden kaldırdı ve bana baktı.
"Kötü niyetli çok insan var Mi-Young"
Bana adımla ilk hitap edişiydi.
"Peki neden?"diye sordum.Neden bir insan böyle gereksizce iş için uğraşırdı ki?
Fotoğraf?
Fotoğrafı niçin çekmişti peki?
"Kanıt"demesiyle kaşlarımı çattım.
"Neyin kanıtı?"dememle dışarıdan takırtı sesleri gelmeye başladı.
"Hyung!"
Gelen sesle ayağa kalktı hızla.
"Jungkook!Buradayız!"
"Buradalar!"
Ayağa kalktım bende hızla ve Jimin'in yanına geçtim.Kapının kilit sesini duyduktan sonra kapı açılmıştı.
Tüm grup karşımızdaydı.
"Jimin...ve Mi-Young"deyip anlam veremeyen Namjoon'a baktım.
Jungkook lafa atıldı.
"Siz...ikiniz"diyerek eliyle bizi gösterdi ve sırıttı.
"Burada...beraber...Ne yapıyordunuz bakalım?"demesiyle yanlış anlaşılmaya yer vermemek için cevap verecekken Jimin araya girdi.
"Prova başladı mı?"
"Seni bekledik.Gelmeyince seni aramaya koyulduk"diyen Jin, Jimin'in ardından bana bakıp gülümsedi.
Bende karşılık olarak gülümseyince o altın değerindeki soruyu sordu.
"Mi-Young provamızı izlemeye gelmek ister misin?Merak etme benim özel davetlim olarak"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence||Park Jimin ✓
FanfictionHıçkırdım. "Ben hiçbir şey yapmadım"diye fısıldadım. "Kalbin çok güzel"diye fısıldadı o da kulaklarıma. "Bu güzel kalbini kimsenin kirletmesine izin verme" Omzundan çekilip yüzüne baktım.Gözlerimin içine o kadar yoğun bakıyordu ki kaybolmamak mümkün...