level 9: Daegu transferleri

7K 650 199
                                    

Heemin iki oğlanın kolundan tutmuş, onları çekiştirerek bana doğru ilerliyordu.

Biraz sersem ve afallamış halime okula gelene dek alışmamın sebebi sabah bodrum katta yaşadığım kazı çalışmasının ardından gördüklerimi yok saymaya karar vermem olmuştu. Çünkü babam bunları gizli tutuyorsa, eminim sebepleri vardı.

Yine de bunun beni ilgilendiren çok büyük kısmını gözardı edemezdim. Çizimdeki kişi bendim. Buna sadece biraz zaman tanımayı uygun görmüştüm.

Çünkü bu sadece zihnimin köşesinde bir süreliğine saklayabileceğim birşeydi.

Heemin'in kolundan tuttuğu iki oğlan yeni görünüyordu, onları daha önce hiç görmemiştim.

Bir tanesi sarışın ve kesinlikle beyaz tenliydi ama öteki tam bir çikolatayı andırıyordu. Nedense, ağızım sulandı.

"Selam Boiboi."dediğinde ona öldürücü bir bakış attım. Bana böyle seslenmesinden nefret ediyordum. Ve o, sanırım bu gün ölmek istiyordu.

"Bir süredir yoktun ve baban hasta olduğunu söyledi."dedi. "Babanın evindeymişsin ve biliyorsun oranının yolları Berry'yi mahvediyor. Bu yüzden sana gelemedim ama şuna da bir bak turp gibisin!"diyerek motor takmışcasına konuşmaya başladı.

Berry, hiç sahip olamadığı erkek arkadaşının ismiydi ve o ismi arabası, hurda Hyundaiye vermişti.

Yanındaki çocukları umursamadan, "Muhteşemsin, gerçekten senin gibi bir arkadaşa sahip olmak harika."dedim.

Gözledini devirdi, bu hareketini de  umurasamadan "Jungkook'u gördün mü?"diye sordum.

Başta kaşlarını çatsa da sonradan bakışları bir şeyleri hatırlarcasına yumuşadı, muhetemelen zihninden şunlar geçti;

Jungkook'un konumuzla ne alakası var?

"Kütüphane fantezisi."dediğinde elimle ağzını kapamaya çalıştım ama direndi, "Sana ne yaptıysa günlerce ateşler içinde yatmış olmalısın."diyerek fikrini sundu, "Sabahleyin seni bırakıp gitti mi? Bu yüzden mi onu arıyorsun?"

Derin bir nefes verip özür dilercesine yanındaki oğlanlara baktım. Dolaplara yaslanmış aralarında birşeyler konuşuyor gibi görünüyorlardı.

"Heemin, hiç bir şey olmadı sadece.. ona sormam gereken bir kaç sey var. Okula geldi mi?"diye sordum.

Dalgacı havasını bir yana bırakıp düşündü, "Aslında o da sen hasta olduğundan beri okula gelmiyor."dedi. "Ulu tanrım, kesinlikle aranızda bir şeyler olmuş!"

Harika.

Daha sonra, "Onu sonra bulursun ve detayları da sonrasında kesinlikle öğrenmek istiyorum."diyerek beyaz ve esmer oğlanları gösterip, "Ama, işte yeni bir gündem. Bunlar yani transferler."dedi. "Daegu'dan gelmişler ve harikalar."

Kafa sallayıp selam verdim, "Ben Bojae."

Bembeyaz olan çocuk "Ben Yoongi."diyerek elini uzattı, yanındaki esmeri işaret ederek, "Ve bu da Taehyung."dedi.

Elini sıktım.

"Yoongi bir üst sınıfa okuyor ama TaeTae artık bizimle."dediğinde ona anlamsız bakışlar yolladım.

TaeTae?

O da bana başka bakışlar yolladı.

Sen yokken çok şey oldu.

Cevabım gecikmedi.

Sadece lanet olası üç gün yoktum.

"Memnun oldum."diyerek yüzüme sahte bir ifade koysam da bu, sanırım anlaşılabilir bir durumdu.

End Game ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin