level 46: takip, iz sürmece, kovalamaca ve talep.

2K 265 177
                                    

"Neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz." dedim. "Nerde olduğunu, kiminle olduğunu... Hiç bir şey bilmiyoruz. Ve ortasına mı dalmak istiyoruz?"

Taehyung bir volta daha attı. "Polis onu arıyor, yakınlarını kaybedenler de. Neredeyse dünyanın en çok aranan adamı. Oyun camiası da peşinde... Herkes Lee Hyun'un peşinde."dedi. "Tabi ki nerde olduğunu biliyoruz."

Sinirli bir nefes aldım. Oturup beklemek istemiyordum ama aynı zamanda ne yapabileceğimi de bilmiyordum.

Herkes yaşananları değerlendirmek ve kafa toplamak için güzel bir uyku çekmek istemişti. Ama benüm için bu kadar sorunun içinde uyumak imkansızdı. Gözüme bir damla bile uyku girmemişti. Başka derdim yokmuş gibi bir de Jungkook'u çok özlemiştim. Üstelik daha sadece bir gün olmuştu. Ya da sadece benim için bir gündü. Zaman kavramının böyöe anlaşılmaz olmasındam neftret ediyordum. Oyunda ne kadar zaman geçmişti? Bir hafta mı, iki ay mı?

Seokjin, "Birimiz hariç."diyerek konuya döndü. Marrha'ya bakarak. "Sonuçta sen de aranıyorsun aynı zamanda saklanıyorsun, değil mi? Ve ikiniz evlisiniz. Onun nerede olduğunu bilebilirsin, ne dersin anne?" dedi.

Martha kaşlarını çattı, "Aslına bakarsan bir kaç güne kadar biliyordum." dedi. "Onu son bulduğum yere bakabilirsiniz. Sana söylemiş olmalıydım ama oyundaydın."

Mimiklerini incelerken ne kadar genç olduğunu düşündüm. Benim annem olamayacak kadar genç olduğunu. Ama aslında öyle değildi. Bu benim gerçekteki görüşe alışamamamın etkisiydi.

Seokjin önce alnını daha sonra ellerini avuşturdu, gergin olduğu her halinden belliydi ve bence Bo rina olayını unutamıyordu. Ben de unutamıyordum ama affedebiliyordum.

Seokjin sonunda, "Saha ekibi, ben Taehyung ve Bojae."dedi. "En azından nereden başlayacağımızı biliyoruz."

Derin bir nefes verdim, "Ne aradıpımızı bile bilmiyoruz. Lee Hyun birden karşımıza belirecek değil ya. Bu iş bir kovalamacaya mı dönüşüyor?" diye sordum. "Çünkü bu hiç bitmeyecek gibi. Sonsuza kadar kaçanı kovalayamayız."

Taehyung omuz silkip Seokjin'i işaret etti.

"Başlamazsak da bitiremeyiz, hazırlanıp işe başlayalım."dedi Seokjin ciddiyetle.

Kafamı iki yama salladım, "Neye?" diye sordum, "Lee Hyun'un peşinde dedektiflik yapmaya mı, Virüslerin bedenlerini aramaya mı? Kavgaya mı?"

Taehyung volta atmayı bırakıp duvara yaslandı, "Hepsine de, belki?" diye sordu. Daha sonra Martha'ya döndü "Martha, Lee Hyun'u en son nerede tespit ettin?"

Martha gözlerini Taehyung'a dikti, "Pekala, Kukdae'de bir benzinlik. Çıkışına doğru, Hongin sokağında."dedi.

"Burayı hiç duymadım."dedim, kafam karışmıştı. "Size bir şey ifade ediyor mu?"

Seokjin kafa salladı, "Oyundaki yer ve mekan isinleri uydurmaydı bu yüzden çoğu yerin ismimi bilmemende bir sorun yok. Sorun olan bu bahsedilen yerin buraya fazla uzak olması." dedi. "Emin misin anne?" diye sordu. "Kukdae'de pek fazla araştıracak seçenek olduğunu sanmıyorum."

Martha kafa salladı, "Sinyalini iki gün önce en son orada buldum." dedi.

"İyi de. Bu adam aptal değil. Senin sinyale ulaşabileceğini biliyor olmalı, bilerek bu kadar uzak bir yere gitmiş olamaz mı?"diye sordu Taehyung. Lafı ağzımdan almıştı.

"Başka bir ipucun varsa tamam." dedi Seokjin. "Ama benim takip edebileceğim başka bir izim yok. Bunu peşimdem gitmeliyiz diyorum, bizimle oynuyor olsa bile oraya uğramış olmak zorunda. En kötü bir göreni veya bileni araştırırız."

End Game ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin