level 43: gerçeğe nasıl gidilir 101

2.2K 266 113
                                    

"Bunu basitçe anlatacağım." dedi Taehyung dirseklerini masaya dayayarken. "İtirazı olan var mı?"

"Önce anlat." dedi Jungkook, kollarını birbirine dolayarak duruşunu dikleştirdi, "İtirazımız olup olmadığına daha sonra karar veririz."

Sert ifadesi onu daha da çekici kılıyordu ama  bunun ne yeri ne de zamanıydı.

Masanın bir ucunda Taehyung, diğer ucunde ise Namjoon oturuyordu. Taehyung'a geldiğinden beri ters giden Jungkook olmasına rağmen Taehyung ve Namjoon'un arasındaki gergin hava daha belirgindi. Bakışları arasında şimşek çaksa şaşırmazdım.

Hoseok çenesini kaşıdı, "Anlamadığımız ilk konudan başlayalım, Bojae'nin gerçekte bildiğimiz bir bedeni yok, öyle değil mi?" diye sordu. "Onu gerçekte olmayam bir bedene nasıl götüreceksin?"

Taehyung sandalyeye yaslandı, "Bojae bizim gibi değil." dedi. "Bunu inkar etmezsiniz sanırım."

Sooyoung, "Seni ukala.." diye geveledi. Taehyungla yattığını hatırladığımda neden bu kadar gergin oldupunu anlayabiliyordum.

Taehyung ona göz kırpıp devam etti, "Gerçeğe kendini kodlayabilir. Bunu bir trans, ışınlanma, geçiş.. Nasıl adlandırmak isterseniz öyle düşünün. Kendini nasıl buraya getirdiğyse oraya da götürebilir."

Masaya doğru eğildim, "İyide, ben buraya kendimi nasıl getirdiğimi bilmiyorum."dedim. "Nasıl yapılacağını biliyorum derken bunu kastediyorsan başladığımız yere geri döndük."

Umutsuzluğa kapılmıştım.

"Hayır." dedi, "Gerçeğe geçmek.. Senin için bilincini ikiye bölmek gibi olacak. Yani bedenin hem burda hem de orda olacak, ama bilincin yani ruhun sadece bir bedeninde olacak."

"Nasıl yani?" dedi Jungkook, "Kendini gerçeğe götürüyorsa bedeni neden ikiye bölünüyor?"

"Senin yüzünden." dedi Taehyung gözlerini kısarak, "Zayıf noktasıoyundayken oyunu terk edemiyor. Bu yüzden bölünüyor. Bölünen bedeni değil ruhu ayrıca."

Sooyoung kafasını masaya gömdü, "Anlamıyorum olmayan bedeni nasıl gerçeğe götürüceğiz?"

"Biz yapmayacağız." dedi Taehyung, "Bojae yapacak."

"İyi de nasıl?" dedi Jungkook elini masaya vurarak, sabırsızlığı gözlerinden okunuyordu, yavaşça omzuna dokundum. "Hiç bir şeyi açıklamadın ki."

"Pratikte görseniz yeter." dedi, "Ne zaman yapıyoruz?"

Namjoon burun kemerini sıktı. "Hiç mantıklı değil." dedi, "Bunlar Martha'nın teorileri mi? Bize başka bir şey mi yaptırmaya çalışıyorsun?"

Taehyung bıkkınlıkşa göz devirdi, "Teori değil bunlar." dedi. Onu ciddiye almadığımızı düşünüyordu, masaya doğru eğildi. "Bakın, Leehyun yüzünden Bojaenin zihni onu buraya nasıl hapsetti, herhangi biriniz biliyor musunuz? Hayır. Ama Martha biliyor. Bojae'nin bilinci kendini korumak içi kendi tarafından bu hayatı tercih etti. Yine aynı bilinç kendini geri götürebilir. Bunun için yönlendirilmesi gerek, Bojae tarafından yönlendirilmesine."

Jungkook bakışlarını bana çevirdi, "Bir şeyler anladın mı? Bunu yapabilir misin?"

Emin değildim, bilmiyordum, hiç bir fikrim yoktu. Çaresizdim.

Omuz silktim, "En azından denerim?"dedim." Ne kaybedebiliriz ki?"

"Seni." dedi Hoseok, "Sanalla gerçeklik arasındaki bir arafta kalırsan ne olacak?"

"Kalamam, zayıf noktam burda. Elinden sonunda geri dönerim." dedim kafamı kaldırmadan, "Değil mi?" diye umutsuzca da olsa sordum.

Taehyung derin bir nefes verdi, "Dönersin fakat.." dedi. Fakat ditişinde meymenet yoktu bir kere.

End Game ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin