level 47: Seokjin'in canı sigara çekiyor

1.8K 242 104
                                    

Seokjin stresle bacağını sallarken Taehyung çenesinin altına dayadığı yumruğunu öyle bir sıkmıştı ki eklemleri bembeyaz olmuştu.

Gerginlikleri yüzünden ortam neredeyse elektriklenmiş, çatırdıyordu.

Bense ikisinin çocuğuymuşum gibi koltuklarını arasına kafamı sıkıltırmış avımızı izliyordum. Yaklaşık 2 saattir olduğu gibi.

Seokjin'in beni sarsarak uyandırmasının ardından bir süre kendime gelememiştim. Fakat benzinlikte olduğumuzu anında algılamıştım. Seokjin önümde heyecanla konuşurken kulaklarım uğulduyordu. Taehyung onu durdu.

Kendime geldiğimde Benzinliğin yanındaki dinlenme tesisinde tuhaf bir şeyler gördüğünü anlattı. Taehyung da Seokjin'i destekliyordu.

Tuhaf şeylerden kastı, birbirinin neredeyse tıpatıp aynı iki insandı. Seokjin, bir doktor olmasına rağmen onların birer klon olduğunu iddia ediyordu. İkiz de olabileceklerini söylesem de henüz bunu kabullenmeye hazır değildi.

Bu yüzden yaklaşık üç saattir misafirhaneyi gözetliyorduk. Kişisel olarak pes etmeye hazırdım.

"Keşke sigaramız olsaydı." dedi Seokjin.

"Doktor olduğuna inancım gittikçe azalıyor." diye karşılık verdi Taehyung da.

Seokjin omuz silkti, "Dediğimi yap yaptığımı yapma. Büfeye gidip sigara almak istiyorum." diye yineledi.

Taehyung sinirle ona döndü, "Arabanın farlarını da aç istersen, ışıklı gösteri de yapalım biz buradayız diye, ne dersin?" dedi.

Seokjin göz devirdi, "Senin aptal virüs bedenin stresin ne demek olduğunu bilmiyor olabilir ama biz insanlar stresle baş etmek için bazı yöntemlere ihtiyaç duyarız." dedi. Ses tonları gittikçe yükseliyordu.

Taehyung alayla güldü, "Öyle mi? O yöntem ne? Tütün içmek mi? Üstelik emin bile olamadığımız ama tek bilgimiz olan bu aptal ip ucunu kaçırmak uğruna mı? Sefil bağımlı." dedi. Bağırıyordu.

Seokjin de bağırarak Tae'yi yanıtladı ama gözüme takılan şey yüzünden dikkatimi onların saçma tartışmasından dinlenme tesisine çevirdim.

Kapıda kalem eteğinini çekiştirerek Seokjin'in tabiriyle klon'lardan biriyle konuşan kişi Yürünyen raptiye Somin'di.

"Somin, orada." diye işaret ettim. İkisi de elektrik akımı almış gibi titredi. Seokjin ile neredeyse burun buruna gelen Taehyung ani bir hareketle parmağımın ucuyla işaret ettiğim yere baktı. "Siktir." dedi. "Siktir. İşte bizi Lee Hyun'a götürecek bilet."

Seokjin öne eğilip odaklandı, "Gerçeğe geçebildiğini bilmiyordum." dedi.

Ürperdim. Somin'in DNAsı Martha'dan alınmaydı. Somin eğer gerçeğe Lee Hyun'un yöntemiyle geçtiyse..

Taehyung sessizce Somin'e odaklandı, "Martha.."dedi o da benimle aynı şeyi düşündüğünü belirterek.

Seokjin'in boynuna doğru ilerleyen o ter damlasını gördüm. Adem elması sertçe hareket etti. "Şimdilik iyi olduğunu düşünelim." dedi.

"Onu arayalım?" diye sordum aniden.  "Neden onu aramıyoruz?"

Taehyung, "Bizim Lee Hyun'u bulduğumuz gibi, o da bizi bulabilir de ondan. Radyo sinyalleri. Tetikte olmalıyız.

İç çektim. Annem olarak görmesem de Martha bizim tarafımızdaydı. Başına bir şey gelmesini istemezdim.

Seokjin dikkatini Somin'e yöneltti," Ne kadar çabuk harekete geçersek o kadar çabuk biter." dedi. "Ve işe Somin'in şu an bindiği arabayı takip ederek başlıyoruz."

End Game ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin