Yemekhanede Sooyoung'un dalgalı sarı saçları ceketinin üzerine dökülecek kadar üzerine eğildiği kişi Jungkook'dan başkası değildi.
Sadece yemekhane girişinde tepsimle dikilmiş onların birbirleriyle gülüşmelerini izliyordum.
Sooyoung masanın üzerine otumuş, sandalyede oturan Jungkook'un dizlerinin üzerinden ayaklarını sarkıtıyordu, ona doğru eğilmişti ve gömleğinin düğmalerinin dördünün de açık olduğunu sadece kapı girişinden bile görmüştüm.
Heemin bana yaklaşırken baktığımı yere bakıyordu, "Vay canına tüm bu zaman Sooyoungla mı birlikteymiş?"diyerek iç sesimi dışa vurdu. "Senden gerçekten hoşlandığını düşünmüştüm. Ama yanılmışım, gerçekten de ukala, küstah, kendini beğenmiş ve çakma kumral kızlardan hoşlanıyormuş demek."
Zihnimde ben başkasıyla ilgileniyorum diyen Jungkook'un sesi yankılandı.
Harika bir yalancıydı.
Taehyung, "Erkek arkadaşın mıydı?"diye sordu.
"Hayır."dedim. "Herhangi bir şeyim değildi."diyerek onlara sırtını döndüğüm bir istikamette yürümeye başladım.
Taehyung'un omuz silkişi es geçemeyeceğim kadar sevimliydi.
Onlara en uzak olduğuna karar verdiğim msaya tepsimi koyarak ve kesinlikle arkamda ne olduğunu merak etmeden oturdum. Taehyung karşıma, Heemin de kare şeklindeki masanın başına oturdu.
"Tamam, demekki tahminlerim hata verdi."diyerek pipetini meyveli yoğurda batırmak için jelatin kılıfından çıkarttı. "Ama sorun değil çünkü Yoongi buraya doğru geliyor."diyerek bakışlarını girişe yöneltti.
Harika.
Ne Yoongi denen çocuğu ne de Jungkook'u görmeden rahat bir gün geçirmek istiyordum. İkisiyle sadece aynı havayı bile soluma ciğerlerimi yakıyordu.
Yoongi masaya tepsinini koyup oturdu, "Selam hanımlar, ve Tae."diyerek Taehyung'un saçlarını karıştırıdı.
Taehyung biraz söylense de sandiviçini tutmadığı eliyle saçlarını düzeltti. "Selam hyung müsveddesi."
Yoongi ona sırtarak yerleşti. Heemin, "Okul hayatın nasıl gidiyor oppa?"diye sorduğunda kusacaktım.
Yoongi, "Fena değil."diyerek açıkladı, "Lise sondaki İnsanlar o kadar da kötü değil. Arkadaş bile edindim. Bu konuda pek başarılı değilimdir."
Vüdumu ona çevirerek, "Öyleyse oppa," dedim. "Neden tüm son sınıfların yaptığı gibi son sınıf arkadaşlarınla takılmak yerine bizim gibi alt dönemle takılıyorsun?"
Yoongi sandalyesine daha da yayıldı, bakışları bilişim laboratuvarındakinin aynıydı ve benimkilere sabitlenmişti. "Burası daha cezbedici de ondan."
Heemin diziyle dizime vurduğunda acıyla inledim.
Ona ne yapıyorsun? bakışını yolladım.
O da Yoongi ile flört et! bakışını gönderdi.
Ona istemiyorum. bakışıyla cevap verdim.
"Bayan Oh cidden kabus gibiydi."diyen Taehyung Heemin ile olan bakışmalı kavgamıza son vermemize neden oldu.
"Ah.. evet öyledir. Bojae kesinlikle ondan nefret ediyor."dedi. "Onu geçen hafta cezaya bıraktı bile."
Yoongi ilgi ile masaya eğildi, "Öyle mi?"dedi. "Ne için?"
Heemin'e anlatmaması için bir bacak darbesi yollasam da umursamadı, "Ona yürüyen raptiye dediği için. Cidden inanılmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
End Game ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
Fanfic- fantastik kurgudur. - a jk day gift. Bojae, sıradan biriydi. Okula gidiyordu, lise birden beri platonikti, matematikten nefret ediyordu, okuldan sonra kız arkadaşlarıyla cilt bakımına bile gidiyordu.. Matematik öğremeni Bayan Oh'a 'Yürüyen Raptiye...